Kalkan Balığı Stoklarına Destek İçin 120 Bin Yavru Salındı

Kalkan balığı stoklarını canlandırmak amacıyla 28 yılda 120 bin yavru salındı.

Tarım ve Orman Bakanlığı Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü (SUMAE), uzun vadeli bir strateji çerçevesinde Karadeniz’e yaklaşık 120 bin yavru kalkan balığı salarak doğal stokların yenilenmesine katkı sağladı. Bu girişim, 1997 yılında Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı’nın destekleriyle başlayan ve hâlâ devam eden bir dizi bilimsel proje kapsamında gerçekleştirildi.

Projenin öncüsü Dr. Atife Tuba Beken, 28 yıllık sürecin detaylarını anlatırken, “Doğaya salınan balıkların göç yolları, büyüme parametreleri ve adaptasyon süreçlerini etiketleme ve izleme yoluyla yakından takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Projenin Tarihçesi ve Destekleyen Kurumlar

İlk olarak 1997 yılında Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı’nın finansmanıyla başlatılan çalışmalar, sonraki yıllarda TAGEM (Tarım Araştırmaları ve Politikalar Genel Müdürlüğü) ve TÜBİTAK gibi önemli kurumların desteğiyle genişletildi. Son üç yılda ise “Kalkan Balığı Yetiştiricilik Tekniklerinin Geliştirilmesi Projesi” adıyla özel bir odaklanma gerçekleşti.

Yavru Salımı ve İzleme Süreci

Salım öncesinde yavrular özel bir markalama ve etiketleme sistemi ile işaretleniyor. Bu sayede balıkların denizdeki hareketleri, büyüme hızı ve çevresel uyumları bilim insanları tarafından detaylı olarak kaydedilebiliyor. Dr. Beken, “Her bir balığı kayıt altına alarak, biyolojik verilere hızlı ve güvenilir bir şekilde ulaşabiliyoruz” dedi.

Yavru balıkların minimum 10 gram ağırlığa ulaşması, ardından Karadeniz’e salınması prosedürü, balıkların doğal ortama adaptasyon şansını artırıyor. Bu süreç, bölge balıkçılarının uzun vadede ekonomik fayda sağlamasını hedefliyor.

Uzun Vadeli Etkileri ve Ulusal Önem

Dr. Beken, “Bu proje, kısa vadeli avcılık destek projesi olmaktan çok, doğal stokları koruma ve artırma misyonunu taşıyor” diyerek projenin stratejik önemine vurgu yaptı. Türkiye, kalkan balığı üretiminde dünya çapında sayılı ülkeler arasında yer alıyor; bu da ülkenin deniz kaynakları yönetimindeki lider konumunu pekiştiriyor.

SUMAE’nin bu kapsamlı çalışması, sadece ekolojik dengeyi korumakla kalmayıp, aynı zamanda kıyı topluluklarının sürdürülebilir gelir elde etmesine de katkı sağlıyor. Gelecek yıllarda benzer projelerin artırılması, Karadeniz’in biyolojik çeşitliliğini koruma yönünde kritik bir adım olarak görülüyor.