Türk Kızılay ve SK Plasma’dan Türkiye’nin İlk Plazma İlaç Üretim Tesisine Büyük Yatırım

İşbirliği Anlaşması ve Projenin Kapsamı

Türk Kızılay ve Güney Kore merkezli biyoteknoloji devi SK Plasma, Türkiye’nin ilk plazma kaynaklı ilaç üretim tesisini Ankara’da hayata geçirmek üzere ortak bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, Kızılay Yatırım ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi kamu kurumlarının da dahil olduğu çok taraflı bir yapıyı içeriyor.

Türkiye‑Kore Zirvesi’nde İmza Töreni

Ankara’da düzenlenen Türkiye‑Kore Zirvesi kapsamında, Çubuk ilçesindeki yeni tesisin planları ve yatırım miktarı hakkında ayrıntılı bilgiler paylaşıldı. Zirveye katılan yüksek düzeyli yetkililer ve iş dünyası temsilcileri, projenin ekonomik ve stratejik önemi üzerinde durdu.

Projenin Stratejik Önemi

Türk Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, “Bu proje, Türkiye’nin hayati plazma türevli ilaçlarda kendi kendine yeterliliğini tesis etme yolunda çok önemli bir adımdır” diyerek, yerli üretimin sağlık güvenliğine katkılarını vurguladı. SK Plasma CEO’su Seungjoo Kim ise, “Türkiye’nin immünoglobulin, albümin ve Faktör VIII gibi kritik ilaçların üretiminde çağdaş bir kapasiteye ulaşması için tüm teknik tecrübemizi aktarmaya hazırız” şeklinde konuştu.

Ekonomik ve Sosyal Katkılar

Projenin toplam yatırımının 1,5 milyar TLyi aşması bekleniyor. Bu yatırım, hem istihdam yaratacak hem de dışa bağımlılığı %70’in üzerinden %20’ye düşürmeyi hedefliyor. Ayrıca, yerli üretim sayesinde ilaç fiyatlarında potansiyel bir düşüş ve acil durumlarda tedarik güvenliği sağlanacak.

Teknolojik Altyapı ve Gelecek Planları

SK Plasma, dünyanın en ileri plazma ayrıştırma ve saflaştırma teknolojilerini tesisine aktaracak. Tesis, başlangıçta immünoglobulin, albümin ve Faktör VIII üretimine odaklanacak, ilerleyen yıllarda ise plazma bazlı aşı ve biyomedikal ürünlerin üretimine genişleyecek. Uzmanlar, bu adımın Türkiye’nin biyoteknoloji ekosistemi için katalizör etkisi yaratacağını belirtiyor.

Sağlık Güvenliği ve Sürdürülebilirlik

Yerli plazma ilaç üretimi, özellikle pandemi gibi küresel krizlerde dışa bağımlılığı azaltarak kritik bir savunma hattı oluşturacak. Proje, uzun vadede Türkiye’nin ulusal sağlık altyapısını güçlendirecek ve kritik ilaçlara erişimde dayanıklılığı artıracak.