Türkiye ve Hollanda’dan İnsan Hakları ve İki Devletli Çözüm Vurgusu

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Derya Yanık, Hollanda heyetiyle yaptığı görüşmede insan hakları, iki devletli çözüm ve iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilere değindi.

Görüşmenin Detayları

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, Hollanda Dışişleri Bakanlığı İnsan Haklarından Sorumlu Büyükelçi Wim Geerts ve beraberindeki heyetle Ankara’da bir araya geldi. “Komisyonumuz, TBMM içinde bireysel başvurulara yanıt verebilen üç komisyondan biri olarak, insan hakları ihlali iddialarını hem yurt içinde hem de yurt dışında derinlemesine araştırma ve raporlama yetkisine sahiptir,” diyerek görev tanımını hatırlattı.

İki Devletli Çözüm ve İnsan Hakları

Yanık, İsrail‑Filistin sorununun iki devletli bir çözümle aşılması gerektiğini vurgulayarak, “Hollanda toplumunda Filistin’in yaşadığı kıyım sürecine çok güçlü bir destek olduğunu biliyoruz. Bu destek, Filistin’in tanınması yönündeki adımlar için kritik öneme sahip,” şeklinde konuştu. Ayrıca, Hollanda’nın ateşkesi sürdürmede sorumluluk alacak bir ülke olma iradesine dikkat çekti.

Hollanda‑Türkiye İlişkileri ve Gelecek Vizyonu

Yanık, 400 yılı aşkın süredir devam eden diplomatik ve siyasi ilişkileri hatırlatarak, “Hollanda, AB’nin kilit ülkelerinden biridir ve her gelişme Türkiye açısından büyük bir önem taşır,” dedi. 2023 seçimlerinin ardından oluşan belirsizliklere değinen Yanık, “29 Ekim 2025’teki erken genel seçimlerin güçlü bir hükümet kurulmasına vesile olmasını ümit ediyorum,” ifadelerini kullandı.

Geerts ise misafirperverliğiniz için teşekkür edip, “Yarım milyon Türk, Hollanda’da yaşıyor ve her gün topluma katkı sağlıyor,” diyerek iki ülke arasındaki toplumsal bağları övdü. Ukrayna, Suriye, Gazze ve Sudan gibi kriz bölgelerindeki Türkiye’nin jeopolitik rolüne de değinen Geerts, “Kadın cinayetleri ve kadın hakları konuları da bizim önceliklerimiz arasında,” şeklinde ekledi.

Bu görüşme, iki ülkenin insan hakları alanındaki iş birliğini derinleştirirken, Ortadoğu’da kalıcı barış arayışına da ortak bir ses olma potansiyelini taşıyor.