Papa İstanbul’a Yola Çıktı

Papa 14. Leo’nun İznik’ten İstanbul’a Helikopterle Yolculuğu

Papa Leo XIV’ün İznik Ziyareti

İznik’te birinci Konsil’in 1700. yıl dönümüne denk gelen etkinlikte, Papa 14. Leo Aziz Neophytos Bazilikası’nda düzenlenen ayine katıldı. “Bu topraklar, Hristiyanlığın ilk ayak izlerini taşıyor” diyerek konuşma yapan Papa, tarihî öneme sahip bu buluşmayı duygusal bir atmosferde izledi.

Cumhurbaşkanlığı Helikopteri ile İstanbul’a Yolculuk

Ayinden sonra, Cumhurbaşkanlığı helikopteri Papa’yı İstanbul’a götürmek üzere harekete geçti. Saat 16.55’te İznik İlçe Stadı’ndan havalanan uçak, yaklaşık bir saat sürecek bir yolculukla başkentimize doğru kanat çırptı. Helikopta, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve ekibi eşlik etti; yolculuk sırasında hem diplomatik hem de manevi bir atmosfer hakim oldu.

İstanbul’da Beklenen Karşılama

İstanbul’a varışta, Papa’yı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Din İşleri Başkanlığı temsilcileri, ayrıca İstanbul’un çeşitli semtlerinden gelen binlerce vatandaş karşılayacak. Şehrin simgesel noktalarından birinde yapılacak resmi karşılama töreni, hem yerel hem de uluslararası medyada geniş yer bulacak. Katılımcılar, Papa’ya çiçek ve bayraklarla selam verirken, “Barış ve hoşgörünün bir kez daha pekiştirilmesi gerektiği” mesajını da iletecekler.

Politik ve Dini Yansımalar

Bu ziyaret, Türkiye‑Vatikan ilişkileri açısından da önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor. “İki medeniyetin buluşması, diyalog ve ortak değerlerin güçlenmesi anlamına geliyor” diye konuşan Dışişleri Bakanı, ziyaretin bölgesel barışa olumlu katkılar sağlayacağını belirtti. Aynı zamanda, Papa’nın sözleri ve ziyaret programı, Türkiye’deki Hristiyan azınlığın hakları ve dini özgürlüklerin korunması konularına da dikkat çekti.

Gelecek Planları ve Sonuç

Papa Leo XIV, İstanbul ziyareti sonrasında Türkiye’nin diğer şehirlerine de kısa süreli ziyaretler yapmayı planlıyor. Bu ziyaret, sadece dini bir sefer değil, aynı zamanda kültürel ve diplomatik bir köprü kurma çabası olarak yorumlanıyor. İznik’ten başlayan bu yolculuk, Türkiye’nin çokkültürlü yapısını ve hoşgörüyü pekiştiren bir örnek olarak hafızalarda yer edecek.