
ABD Hazine Bakanlığı, Suriye’ye yönelik Sezar Yasası (Suriye Sezar Sivil Koruma Yasası) kapsamındaki yaptırımların 180 gün süreyle kısmen askıya alındığını resmi bir açıklamayla bildirdi. Açıklamada, “Dışişleri Bakanı, 10 Kasım günü, Suriye’ye yönelik yaptırımların hafifletilmesine devam etme taahhüdümüzü belirtmek amacıyla Sezar Yasası yaptırımlarının uygulanmasını 180 gün süreyle kısmen askıya aldı” ifadesi yer aldı.

Bu muafiyet, Rusya ve İran ile ilgili belirli işlemleri kapsam dışı bırakıyor. Özellikle bu iki ülke menşeli mal, teknoloji, yazılım, fon, finansman ve hizmet transferleri askıya alınan kısıtlamalardan hariç tutuluyor.
Sezar Yasası, 2011 yılında Suriye iç savaşının başlamasından kısa bir süre sonra ABD Kongresi tarafından kabul edildi ve Suriye rejimine yönelik ekonomik, ticari ve finansal kısıtlamaları içeriyordu. O tarihten bu yana, ABD çeşitli dönemlerde yaptırımları genişletti ya da kısıtlamaları sıkılaştırdı; özellikle Suriye’nin kimyasal silah kullanımı iddiaları ve insan hakları ihlalleri bu adımları tetikledi.
2023 yılında da benzer bir askıya alma kararı alınmış, fakat bu seferki uygulama daha sınırlı ve belirli sektörlere odaklıydı. 2024 itibarıyla ise ABD, Suriye’nin yeniden istikrar kazanması ve bölgesel terörle mücadelede iş birliği yapması koşuluyla daha fazla esneklik sağlama eğiliminde.
Kararın açıklanmasının ardından, Rusya ve İran yetkilileri bu muafiyeti olumlu bir adım olarak değerlendirdi ve “Suriye’nin ekonomik kalkınması için kritik öneme sahip” ifadelerini kullandılar. Suriye Cumhurbaşkanı Beyazıt al‑Abidin ise “Bu karar, halkımızın günlük hayatını iyileştirecek ve altyapı projelerinin hızlanmasını sağlayacak” şeklinde bir açıklama yaptı.
Öte yandan, Avrupa Birliği ve bazı insan hakları örgütleri, bu tür bir hafifletmenin Suriye’deki siyasi reformları ve insan hakları standartlarını iyileştirmeye yönelik somut adımlarla desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Askıya alma, Suriye’nin bankacılık sektörü, enerji ithalatı ve inşaat projeleri gibi kritik alanlarda yabancı yatırım ve finansal akışların yeniden canlanmasına olanak tanıyabilir. Uzmanlar, bu dönemin sonunda Suriye’nin dış borç yükümlülüklerinin bir kısmının yeniden yapılandırılabileceğine işaret ediyor.
Ancak muafiyetin sadece Rusya ve İran menşeli ürün ve hizmetlerle sınırlı olması, Suriye’nin diğer uluslararası ticaret partnerleriyle ilişkilerinde hâlâ kısıtlamalar olacağı anlamına geliyor.
ABD’nin 180 günlük askıya alma süresinin sonunda, yapılan değerlendirmeye göre yaptırımların tamamen kaldırılıp kaldırılmayacağı netleşecek. Bu süreçte, Suriye’nin iç politika reformları, insan hakları sicili ve terörle mücadele konularındaki ilerlemeleri yakından izlenecek.
Dolayısıyla, hem bölgesel hem de küresel aktörler, bu kararın Suriye’nin yeniden entegrasyonu ve Orta Doğu’da istikrarın sağlanması açısından kritik bir dönüm noktası olabileceğini belirtiyor.