Deprem Sonrası Seyyar Hayat

Deprem Sonrası Seyyar Hayat
Yayınlama: 14.11.2025
3
A+
A-

Sındırgı’da halı tamircisi Yusuf Öztürk, depremler sonrası karavanda hizmet vererek hem yaşamını hem de atölyesini sürdürüyor.

Yusuf Öztürk’ün Yolculuğu

İran’ın Gundughdi köyünden 57 yaşındaki Yusuf Öztürk, çocukluk yıllarından itibaren yıpranmış halı ve kilimleri onarmaya başladı. “Her dokuma bir hatıra, her tamir ise bir yaşam öyküsü” diyerek mesleğine genç yaşta adım attı. Ekonomik sıkıntılar ve ailesine daha iyi bir gelecek sunma isteği, onu yaklaşık on yıl önce Türkiye’ye göç etmeye itti. İstanbul ve Ankara gibi metropollerde kısa dönemli işler yaptıktan sonra, Mersin ve Muğla’da sahada deneyim kazanarak 2018 yılında Balıkesir’in Sındırgı ilçesine yerleşti.

Sındırgı’da, coğrafi işaretli Yağcıbedir el halısı ile tanınan bir bölgeye geldiğinde, bu kültürel mirasın bir parçası olma arzusu onu buraya bağladı. Bölge halkının halı ve kilimlerine gösterdiği ilgi, Öztürk’ün işine olan talebi hızla artırdı.

Deprem ve Karavan Kararı

10 Ağustos ve 27 Ekim 2023 tarihlerinde Sındırgı’yı vuran 6,1 büyüklüğündeki depremler, ilçede büyük yıkıma ve artçı sarsıntılara yol açtı. "Evlerde ve dükkanlarda duramaz olduk," diyerek Öztürk, artçı sarsıntıların psikolojik ve fiziksel yorgunluğunu anlattı. Gelen yoğun talep ve yıkılmış binaların güvenli olmaması, onu seyyar bir çözüm bulmaya yönlendirdi.

Kısa sürede bir karavan satın alarak, iş yerini taşıyan ve aynı zamanda yaşam alanı olarak kullandığı bir mobil atölye kurdu. Karavanın içi, halı ve kilim tamirine uygun tezgahlar, temizlik ekipmanları ve depolama bölümleriyle yeniden düzenlendi. "Karavan küçük ama güvenli. En azından sağlam bir yerde yatıyoruz," diye ekledi.

Karavanda Çalışma ve Yaşam

Her sabah kapısını müşterilerine açan Öztürk, halı ve kilim tamirini karavan içinde gerçekleştiriyor. Sığ bir alan olmasına rağmen, "Dar bir alan ama huzurluyum" diyerek ortamın rahatlatıcı etkisini vurguluyor. Doğaya yakın bir konumda olması, müşterilerine hem şehir içi hem de kırsal kesimden kolay ulaşım imkanı tanıyor.

Karavan, sadece bir atölye değil, aynı zamanda yaşam alanı olarak da işlev görüyor. Öztürk, burada yemek hazırlıyor, dinleniyor ve akşamları uyku çekiyor. Binaların sürekli sarsılması ve güvenli bir çatı bulamaması, karavanı bir güvenli liman hâline getiriyor.

Müşteriler, Türkiye’nin dört bir yanından gönderdiği yıpranmış halı ve kilimleri tamir ettirmek için karavanına gelmeye devam ediyor. Öztürk, bu taleplerin Sındırgı’yı halı tamiratı ve satış merkezi haline getirdiğini belirtiyor.

Hayvan Dostu Bir Yardımcısı

Depremde annesini kaybetmiş ve neredeyse ölmek üzere olan bir kediyi bulup sahiplendi. "Bir kediyi buldum, ölmek üzereydi. Veterinere götürdüm, tedavisini yaptırdım. Şimdi benimle yaşıyor." dedi. Kedinin varlığı, yalnızca moral kaynağı olmakla kalmıyor, aynı zamanda karavan içinde küçük bir “yuva” işlevi görüyor. “Onlar da bizim kadar mağdur,” diyerek hayvan sevgisini vurguluyor.

Öztürk’ün hikâyesi, depremin yıkıcı etkilerine rağmen insanın dayanıklılığını ve yenilikçi çözümler bulma yeteneğini gözler önüne seriyor. "Depremler sonrası yaşamamız, çalışmamız lazımdı. Düşündük, karavan aklımıza geldi," diyerek geleceğe dair umut dolu bir mesaj veriyor.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.