Bolivya’da 2025 seçimlerini kazanarak 20 yıllık iktidara son veren merkez‑sağcı Rodrigo Paz yönetimi, ABD ve İsrail vatandaşlarına yönelik vize zorunluluğunu kaldırdığını duyurdu. Dışişleri Bakanı Fernando Aramayo, La Paz Hükümet Sarayı’nda yaptığı basın toplantısında, bu kararın turizmi canlandırmak ve ülkenin dış gelirlerini artırmak amacıyla alındığını belirtti.
Öngörülen ekonomik kazanç 2026‑2029 döneminde turizmden en az 320 milyon dolar geliri hedefliyor. Bakan Aramayo, aynı zamanda Güney Kore, Güney Afrika, Letonya, Estonya ve Romanya gibi ülkelerden gelen ziyaretçiler için de vize muafiyeti sağlandığını söyledi. Bu adımın, pandemi sonrası kırılan turizm akışını yeniden canlandırması ve istihdamı artırması bekleniyor.
Aramayo, önceki hükümetleri açıkça eleştirerek, 2008’den bu yana uygulanan vize zorunluluğunun “ideolojik” ve “ekonomik” gerekçelerle savunulduğunu, ancak gerçek etkisinin ülke bütçesine 80 milyon dolar kadar zarar verdiğini vurguladı. Eski Devlet Başkanı Evo Morales döneminde 2007’de ABD vatandaşları için vize getirildi, 2019’da geçici başkan Jeanine Añez tarafından kaldırıldı, ancak 2021’de Luis Arce yönetiminde tekrar uygulamaya konuldu.
İsrail vatandaşlarına yönelik vize şartı ise 2014’te Morales hükümeti tarafından başlatılmıştı ve aynı şekilde eleştirilerin hedefi olmuştu.
Kararı açıklayan Paz, “Bu politikalar ülkemizin kalkınma hedeflerine hizmet etmiyor, aksine dış gelirlerimizi erozyona uğratıyor” diyerek, yeni hükümetin dış politikada daha açık ve işbirlikçi bir yaklaşım benimsediğini belirtti. ABD Konsolosluğu, Bolivya’da yeni vize muafiyeti kapsamında turistik vizelerin otomatik olarak onaylanacağını ve seyahat kolaylıklarının artacağını duyurdu. İsrail dışişleri temsilciliği ise, iki ülke arasındaki ticari ve turistik bağların güçleneceğini ifade etti.
Bolivya iş dünyası temsilcileri, turizm sektöründeki oteller, restoranlar ve tur operatörlerinin “vize muafiyeti sayesinde yabancı turist sayısında %40‑%50 artış bekliyoruz” şeklinde olumlu bir geri bildirimde bulundu. Ekonomistler ise, bu adımın kısa vadede turizm gelirlerini artırsa da, uzun vadeli sürdürülebilir büyüme için altyapı yatırımlarının da paralel yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti.

