Tariş Pamuk Birliği’nde 58 Milyonluk Skandal

Söke Tariş Pamuk Kooperatifi Başkanı İsmail Özer, Tariş Pamuk Birliği Başkanı Faruk Aydın ve yönetimine yönelik zimmet ve yolsuzluk soruşturması hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özer, iddiaların içeriğine ve soruşturma sürecindeki sessizliğe dikkat çekerek, "Suskunlukla bu işi örtemezsiniz. Kamuoyundan kaçamazsınız" dedi.Özer, özellikle 58 milyon TL'lik avans ödemesinin kimlere ve ne amaçla verildiğini sorguladı. "Bu parayla kimlerin zenginleştiğini açıklamak zorundasınız. Bu üreticinin alın teridir" diyen Özer, "Ortada gasp edilen emek, suskunlukla örtülmek istenen haklar var" ifadelerini kullandı.Tariş Pamuk Birliği yönetiminin soruşturmaya dair herhangi bir şeffaf açıklama yapmadığını ifade eden Özer, alkollü yemek organizasyonlarıyla süreci manipüle etme çabası olduğunu iddia etti. Başkan Faruk Aydın'ın bu toplantılarda yaptığı konuşmalarda, "Bu işten bir şey çıkmaz" ve "Beraat ederiz" gibi ifadeler kullandığını öne süren Özer, bu tarz yaklaşımların adalet sürecine müdahale niteliği taşıdığını söyledi.

Söke Kooperatifi'nin özellikle davet edilmediğini belirten Özer, "Bizi çağırmadınız çünkü size zor sorular soracağımızdan korktunuz. Gerçeklerle yüzleşmekten kaçıyorsunuz" diyerek tepki gösterdi.İsmail Özer, Faruk Aydın'a açık çağrıda bulundu; "Gerçekten dürüstseniz, şeffafsanız, buyurun tüm kamuoyu önünde bir yayında konuşalım. Masrafları ben karşılayacağım. Ortaklarımızın hakkını masalarda değil, kamuoyunun önünde savunalım."Özer, bazı sivil toplum kuruluşlarının da alkollü yemeklerde sürece destek verdiğini ima ederek, bu kişileri de uyardı. "MASAK kayıtları ortaya çıktığında bu aklama çabalarının arkasından kimlerin çıktığını göreceğiz. Kurumlarınızı bu kadar kolay ortaya koymanız size pahalıya mal olabilir."Tariş Söke Pamuk Kooperatifi Başkanı İsmail Özer, "Biz, üreticinin hakkını sonuna kadar savunacağız. Kimsenin kişisel çıkarları uğruna, emekçinin hakkına el uzatmasına müsaade etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.Bu skandal, benzer yolsuzluk olaylarının ortaya çıkmasıyla birlikte, sivil toplum kuruluşları ve devlet kurumlarının daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik sergilemesi gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi.