Dört Kuşak Çömlekçilik Geleneği
Dört kuşak boyunca çamura şekil veren bir aile: Süleyman İri ve oğulları
Geleneksel Ustalık ve Aile Bağları
Aydın’ın Efeler ilçesinde, Kardeşköy Mahallesi’nde nesilden nesile süregelen çömlekçilik geleneği, 60‑yaşındaki Süleyman İri ve iki oğlu tarafından yaşatılıyor. Dedelerinin Yunanistan’da çömlekçilikle uğraştığı, 1800’lü yıllarda göç edip İncirliova’ya yerleştiği bu aile, çamuru elle şekillendirerek başladığı yolculuğu hâlâ sürdürüyor. “Bu iş bize dededen gelme. Dedemden babama, babamdan bana, benden de oğullarıma kaldı.” diyerek duygularını dile getiriyor.
İri, üçüncü kuşak usta olarak hem geçmişin izlerini koruyor hem de oğullarıyla birlikte geleceğe taşıyor. Çocuklarına sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kimlik ve sorumluluk da aşılıyor.
Zor Değil, Zevkli Bir İş
İri, büyük dedesinin Yunanistan’da çömlekçilik yaptığını, göçle birlikte İncirliova’ya yerleştiğini ve o zamandan beri çamur işinin nesilden nesile aktarıldığını anlatıyor. “Eskiden ayakla çamur tepiyorduk, makine yoktu; şimdi ise makineyle bir saat içinde kıvamlı toprak elde ediyoruz.” Bu değişim, el emeğinin hâlâ değerli olduğunu, fakat teknolojinin de kaçınılmaz bir destek olduğunu gösteriyor.
Geçmişte Aydın bölgesinde yaklaşık 20 çömlek imalathanesi bulunurken, günümüzde sadece birkaç tanesi ayakta. Gençlerin bu zanaatı öğrenmek istememesi, çömlekçilerin çırak bulamamasına yol açıyor. “Para yok, iş yok diye çocuklarımıza öğretmek istemiyorlar; gençler hafif bir iş, grand tuvalet, gezmek istiyor.” Bu durum, geleneksel zanaatların modern dünyada karşılaştığı zorlukları gözler önüne seriyor.
Teknolojiyle Uyum ve Fabrikalaşma
50 yıldır bu işi yapan İri, son yıllarda fabrikalaşma sürecine girdiğini ve yatırımlarını artırdığını belirtiyor. “Makinalarla küçük fincan takımı, sütlaç kaseleri, tabaklar gibi ürünleri basıyoruz. Elle yapılan bir şey bu, ama çağa ayak uydurmak mecburiyetindeyiz.” Bu yeni üretim yöntemi, hem verimliliği artırıyor hem de ürün çeşitliliğini genişletiyor. Ancak İri, el emeğinin hâlâ vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurguluyor: “Elle yapılan bir şey bu, tabii ki makineyle de basabiliyoruz artık.”
İri ailesi, geleneksel çömlekçiliği korurken aynı zamanda modern üretim tekniklerini benimseyerek sürdürülebilir bir gelecek hedefliyor. Bu denge, bölgenin kültürel mirasını korurken ekonomik olarak da ayakta kalmasını sağlıyor.