DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Hakan Çelik’in Youtube programında TOGG ve savunma sanayi konularında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Babacan’ın TOGG Taksi Teklifi ve Savunma Sanayi Görüşleri
Ali
Babacan, programda
TOGG’un sadece bir yerli otomobil projesi olmadığını, aynı zamanda ülke ekonomisine ve dışa bağımlılığa karşı bir
stratejik adım olduğunu belirtti. TOGG’un tüm taksilere entegre edilmesini ve
ÖTV’siz, KDV’siz taksitli satış modelini önererek, “Kendi markamıza gözümüz gibi bakıp yaygınlaştırmalıyız” dedi.

Babacan, mevcut benzinli ve dizel taksi fiyatlarının yüksek vergiler nedeniyle yenilenemediğini, bu durumun devletin vergi gelirini de düşürdüğünü vurguladı. Elektrikli taksilere geçişte
TOGG’un öncülük etmesi durumunda, hem çevre dostu bir ulaşım sağlanacağını hem de
yerli teknolojiye olan güvenin artacağını söyledi.
“Elektrikli taksilere şarj istasyonları taksi duraklarına kurulabilir, bakım maliyetleri düşer, yakıt gideri neredeyse sıfır olur” diyerek detayları açıkladı. Bu öneri,
elektrikli araç altyapısının şehir içi ulaşımda yaygınlaşması açısından kritik bir adım olarak öne çıkıyor.
Babacan ayrıca,
savunma sanayinin bağımsızlığına dikkat çekti. F‑35 programının Türkiye’ye hak olduğunu, ancak
CATSA yaptırımları nedeniyle uçağın teslim alınamadığını belirtti. Eurofighter Typhoon’un ise çeşitlendirme ve teknoloji paylaşımı açısından “iyi bir çıkış noktası” olduğunu savundu.
“Müttefiklerle ilişkilerde dengeyi korumalı, tek bir kaynağa bağımlı kalmamalıyız” şeklinde konuştu.
Programda,
İHA‑SİHA ve
yerli savunma sistemleri üzerine de yoğunlaştı. Türkiye’nin
İHA‑SİHA konusundaki atılımları sayesinde dışa bağımlılığın azaldığını, bu başarının
ulusal güvenlik ve ekonomik büyüme için kritik olduğunu vurguladı.
Babacan,
TOGG’un fiyat politikası, tasarım kontrolü ve yerli teknoloji oranının artırılması gerektiğini de dile getirdi. %100 yerli tasarım mümkün olmasa da, teknoloji paylaşımının ve uluslararası işbirliğinin artırılmasıyla yerli markanın rekabet gücünün artacağını belirtti.
Babacan, ayrıca
Avrupa’nın savunma harcamalarını artırması ve
Türkiye’nin bu fonlardan faydalanma fırsatı üzerine de konuştu. 150 milyar euro tutarındaki savunma fonunun, Türkiye’nin ihracat ve teknoloji ihracatı potansiyelini genişletebileceğini ifade etti.
Konuşmasının sonunda,
Endonezya’ya satılan HÜRJET uçakları ve diğer savunma projeleri üzerinden gurur duyduğunu söyleyen Babacan,
Türkiye’nin stratejik konumu, coğrafi avantajları ve genç nüfusu sayesinde bölgesel bir güç olma yolunda ilerlediğini vurguladı.