
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen görkemli bir kapanış ve ödül töreniyle son buldu. Gecenin duygusal anlarından biri, yakın zamanda vefat eden Yeşilçam efsanesi Engin Çağlar‘ın anılmasıydı. “Sanatın ve sinemanın birleştirici gücü, Engin Çağlar gibi büyük ustalar sayesinde nesilden nesile aktarılmaktadır.” şeklindeki sözler, törenin duygusal atmosferine derin bir anlam kattı.

Geçtiğimiz akşam, 62 yıl boyunca sanatın diliyle konuşan Antalya, birçok film yapımcısına ve sanatçıya hak ettikleri takdiri verdi. En İyi Kısa Film Ödülü Deniz Koloş’un “Ölüm Bizi Ayırana Dek” adlı eseriyle kutlandı. Belgesel Jüri Özel Ödülü ise Rıza Oylum’un “Yerli Yurtsuz” filmine takdim edildi. En İyi Belgesel Film Ödülü Tayfun Belet’in “Roman Gibi” filmi kazandı.
Uluslararası Uzun Metraj Yarışması’nda En İyi Erkek Oyuncu “A Poet” filminden Ubeimar Rios, En İyi Kadın Oyuncu ise “Adam’s Sake” filminden Lea Drucker’e verildi. En İyi Yönetmen Ödülü Tereza Nvotova’nın “Father” filmi, Jüri Özel Ödülü ise “İlahi Komedya” filmine layık görüldü. Uluslararası En İyi Film Ödülü “A Poet” filmine, Ulusal En İyi Film Ödülü ise Seyfettin Tokmak’ın yönettiği “Tavşan İmparatorluğu”na gitti. Bu film tek gecede tam yedi ödül kazanarak festivalin en çok ödül alan yapımı oldu.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir, konuşmasında festivali sadece bir film kutlaması olarak değil, “bir umut, bir emek ve bir hayalin kutlaması” olarak nitelendirdi. “Her film, her yönetmen, her hikaye bize yeniden hatırlatıyor ki sanat umuttur.” diyerek sanatın toplumsal dayanışmadaki rolüne vurgu yaptı. Özdemir, Altın Portakal’ı “inancın ve umudun simgesi” olarak tanımladı ve Antalya’nın her defasında yeniden doğmayı, üretmeyi ve umut etmeyi bildiğini belirtti.
Ödül töreni, sadece geçmişin ışığını yansıtmakla kalmadı, aynı zamanda geleceğin sinema vizyonunu da şekillendirdi. Özdemir, “Altın Portakal’da kalpten anlatılan hikayelere, perdeden taşan duygulara ve alkışlarla büyüyen umutlara hep birlikte tanıklık ettik.” diyerek festivalin bir duygusal yolculuk olduğuna işaret etti. Bu vurgular, Antalya’nın 62 yıllık sinema geleneğinin ne kadar köklü ve dinamik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Festivalin kapanışı, sanatçıların, yapımcıların ve izleyicilerin bir araya gelerek sinemanın gücünü ve toplumsal etkisini kutladığı bir gece olarak hafızalarda yerini aldı.