Cem Tezel, moda dünyasına babasının kumaşçı dükkanına çırak olarak adım atmasıyla başladı. “İlk defa iplik ve kumaşla tanıştığımda, el emeğinin ve geleneksel tekniklerin ne kadar değerli olduğunu fark ettim.” diyerek anılarını canlandırdı.
Genç yaşta bilgisayar destekli tasarım programlarını öğrenmeye başlayan Tezel, küçük metrajlarda cesur desenler üretmeye başladı. Bu dönemde “Ünlü markaların desenlerini taklit etmek bir öğrenme süreciydi, fakat aynı zamanda kendi stilini keşfetme yolculuğunun da ilk adımıydı.”
“Kötü patronların baskısı altında çalışmak, beni yaratıcı sınırlarımı zorlamaya itti,” diye ekledi Tezel. Bu deneyimler, onun bağımsız bir marka kurma kararını pekiştirdi. 2018 yılında Forever adını taşıyan kendi etiketini kurdu ve özgünlük ilkesini merkeze koydu.
Ünlü sanatçı Bülent Ersoy, Tezel’in işine olan aşkını fark ederek ona manevi ve maddi destek sağladı. “Bülent Hanım’ın bana olan inancı, tasarımlarıma olan güvenimi iki kat artırdı,” diyor Tezel. Bu destek, markanın büyüme sürecinde kritik bir rol oynadı.

Tezel, “Ürünlerimi kimseye hediye etmiyorum, çünkü her parça benim için bir sanat eseridir ve değerini korumak istiyorum.” diyerek tasarımlarıyla ilgili tutkusunu vurguladı. Müşterilerin gözünde fark yaratmanın anahtarı, özgün çizgiler ve kişisel dokunuşlar olduğunu belirtiyor.
“İpeğin enerjisi eşsizdir; tasarımlarıma bu enerjiyi yansıtmak, her bir parçayı özel kılıyor,” şeklinde konuşan Tezel, renkleri hayal gücüyle birleştirerek “hayal ettiğim dünyayı kumaşa döküyorum.”
Tezel, moda anlayışını “kişinin kendine yakışanı giymesi” olarak tanımlıyor. Forever markası, giyen kişiye sadece bir kıyafet değil, aynı zamanda şahsiyet ve vizyon kazandırmayı amaçlıyor.
Gelecek için yeni koleksiyonlarda sürdürülebilir kumaşlar ve tekstil teknolojileri kullanmayı planlayan Tezel, “Moda sadece estetik değil, aynı zamanda sorumluluk taşımalı” diyerek vizyonunu genişletiyor.