Ülke genelinde konut satışları yıllık bazda %0,5 azalarak 164.306 adete geriledi. Bu düşüş, aynı zamanda yılın ilk 10 ayının en yüksek satış hacmi olarak kayıtlara geçti. Ekim ayı verileri, geçen yıl temmuz ayında başlayan ve 15 ay süren yıllık artış trendinin son bulduğunu gösterdi.

Ocak‑ekim döneminde konut satışları yıllık bazda %16,2 artış göstererek 1.293.033 adede ulaştı. Bu, tüm zamanların en yüksek Ocak‑ekim dönemi satış rakamı olarak kayıtlara geçti; önceki zirve 2020 yılında 1.280.852 adetti. Geçmiş 5 yılda konut satışları, özellikle 2019‑2021 yıllarında pandemi etkisiyle dalgalı bir seyir izlerken, 2022‑2023 döneminde istikrar kazanmıştı.
2024 yılı ilk 10 ayı, önceki yılların aynı dönemlerine kıyasla ortalama %12,8 daha yüksek satış hacmi sundu. Bu durum, düşük faiz ortamının ve yeni sosyal konut projelerinin piyasaya sürülmesinin bir kombinasyonu olarak değerlendiriliyor.
Satış sayısının en yüksek olduğu üç il sırasıyla İstanbul (26.305), Ankara (14.681) ve İzmir (8.678) oldu. İstanbul’da konut satışı, geçen yılın aynı dönemine göre %4,2 azalsa da hâlâ ülke çapındaki toplamın %16,0’ını oluşturuyor.
Diğer büyükşehirlerde, özellikle Antalya, Bursa ve Adana’da ikinci el konut hareketliliği artış gösterdi. Bu şehirlerde, yeni inşaatların tamamlanma sürecine girmesi ve bitmiş projelere olan talebin yükselmesi satış rakamlarını olumlu etkiledi.
Ekim ayında ipotekli konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre %11,5 artarak toplam satışların %14,3’ünü oluşturdu. Ocak‑ekim döneminde ipotekli satışlar %64 artışla 186.020 adede yükseldi.
Bankalar, kredi faiz oranlarını %1,8 seviyelerinde tutmaya çalışırken, konut kredisi hacmi geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında %9,7 artış gösterdi. Bu durum, kredi erişiminin iyileşmesi ve konut yatırımının hâlâ cazip bir varlık sınıfı olarak algılanmasıyla açıklanıyor.
KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, “Yılın 10 ayında gerçekleşen performans tüm zamanların zirvesi; ekimde sınırlı bir düşüş olsa da genel iyimserlik devam ediyor” diyerek, birinci el konut üretiminin hızlanması gerektiğini vurguladı. Yılmaz, “Sıfır ve ipotekli konut satışlarının toplamdan aldığı payın artması, kredi imkanlarındaki iyileşmenin bir yansımasıdır” şeklinde konuştu.
AYİDER Başkanı Hakan Şişik, “Ekim’de %0,5 azalma görülse de, eylül ayına göre artış trendi sürdü” diyerek, ikinci el konutların fiyat farkı nedeniyle tercih edildiğini belirtti. Şişik, “500 bin konut projesi satışların üçte birini oluşturacak; bu da arz yönlü büyük bir genişleme yaratacak” dedi.
GAPAS Başkanı Mustafa Kemal Şahin, “İpotekli satışlardaki yükseliş, yüksek faiz ortamında yeni kredi talebinden ziyade, geçmişte alınmış konutların borç kapatma ve tapu tescili gibi teknik işlemlerinden kaynaklanıyor” açıklamasını yaptı. Şahin, “Talep ikinci el ve teslim aşamasındaki projelere kaymış durumda; üretim desteklenmediği sürece sürdürülebilir değil” şeklinde uyarıda bulundu.
Helmann Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün, “Sosyal konut projeleri, alım gücünün azaldığı bir dönemde kritik” diyerek, Helmann Altıntepe projesinin 500 bin lira peşinatla faizsiz taksit imkanı sunduğunu anlattı.
Algün Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Algün, “İpotekli satışlardaki artış, kredi kullanarak ev alma potansiyelinin hâlâ güçlü olduğunu gösteriyor” ve “Yıl sonuna kadar yukarı yönlü rakamların devam edeceğini tahmin ediyoruz” şeklinde bir öngörüde bulundu.
Gayrimenkul uzmanı Halit Sönmez, “Ekim’de yıllık bazda sınırlı bir gerileme olsa da toplam 164 binin üzerindeki satış, sektörün güçlü dinamiklerini gösteriyor” ve “Ocak‑ekim dönemindeki %16,2 artış, konutun hem barınma hem de yatırım aracı olarak değerini pekiştiriyor” ifadelerini kullandı.
Yüzyılın Konut Projesi, dar gelirli ve genç kesim için sosyal konut arzını artırmayı hedefliyor. Proje, kiralık sosyal konut modelinin yarısına kiralama imkanı sunarak piyasa dengesini güçlendirecek. Uzmanlar, bu tür projelerin konut erişimini demokratikleştireceğini ve uzun vadeli talebi istikrarlı tutacağını öngörüyor.
Özetle, konut talebi hâlâ yüksek seviyelerde seyrediyor; ancak stokların tükenmesi yerine ikincil el ve teslim aşamasındaki projelere yönelmesi, yeni üretimin desteklenmesi gerektiğine işaret ediyor. Finansman koşullarının iyileşmesi, kamusal arsa üretimi ve özel sektörün hızlı, kaliteli inşaat kapasitesi, sürdürülebilir bir konut piyasası için kilit unsurlar olarak öne çıkıyor.