Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, AA muhabirine yaptığı açıklamalarda, son yıllarda artan kontrolsüz bitkisel ürün tüketiminin özellikle kronik hastalığı olan ve birden fazla ilaç kullanan hastalarda hayati tehlikelere yol açabileceğini vurguladı.

Üstündağ, “Bilimsel kanıtları olmayan bu ürünlerin, özellikle böbrek, karaciğer ve kalp gibi hayati organlarda hasara sebep olabileceği bir gerçektir” diyerek, durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Uzman, bitkisel takviyelerin ilaçlarla etkileşime girerek toksik etkiler yaratabileceğini ve bu etkileşimlerin en sık görülen hedef organların böbrekler olduğunu belirtti. Özellikle karabaş otu ve keçiboynuzu pekmezi gibi yaygın olarak tüketilen bitkisel ürünlerin, diyabet, hipertansiyon, lipid düşürücü ilaçlar ve kan sulandırıcılar kullanan hastalarda böbrek yetmezliğine yol açabildiğine işaret etti.
“Sağlıklı bir bireyde kısa süreli ve sınırlı kullanım zararlı olmayabilir, fakat kronik hastalığı olan bir hastada aynı ürünler ciddi yan etkilere dönüşebilir” şeklinde bir örnek verdi.
Prof. Dr. Üstündağ, “‘Doğal’ diye pazarlanan ürünlerin zararsız olduğu düşüncesi büyük bir yanılgıdır” diyerek, bu tür takviyelerin mutlaka hekim kontrolünde kullanılmasını önerdi. Bitkisel tedavilerin vücudun doğal dengesini bozabilecek geri dönüşü olmayan komplikasyonlara yol açabileceğini, hatta bazen ölümle sonuçlanabilecek kadar ciddi olabileceğini sözlerine ekledi.
“Lütfen, bu ürünleri hekiminize danışmadan kesinlikle kullanmayın. Özellikle kronik hastalığı olan ve çoklu ilaç kullanan bireyler çok dikkatli olmalı” şeklindeki uyarısını yineledi.
Üstündağ, bu tür risklerin önüne geçebilmek için sağlık otoritelerinin bitkisel takviyeler konusunda daha sıkı denetimler yapması ve halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, doktorların hastalarına bitkisel takviyeler hakkında sorular sorması ve olası etkileşimleri değerlendirmesi gerektiğini belirtti.
Sonuç olarak, bitkisel takviyelerin kontrolsüz ve bilinçsiz kullanımının sadece bireysel sağlığı tehdit etmekle kalmayıp, sağlık sistemine de ek yük getirebileceği hatırlatıldı.