Son yıllarda zayıflama iğneleri, kilo vermek isteyen milyonlarca kişiye hızlı çözüm olarak sunuluyor. İlk olarak diyabet tedavisinde glukoz kontrolü için geliştirilmiş bu ilaçlar, insülin direncine bağlı obeziteye de etkili olduğu görülerek geniş bir hasta kitlesine önerilmeye başlandı. ÇUKUROVA Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Balçalı Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gamze Akkuş, bu ilacın başarı oranının yüksek olduğunu, ancak sadece belirli hasta grupları için uygun olduğunu vurguluyor.
Dr. Akkuş, insülin direnci olan ve beden kitle indeksi (BKİ) 30’un üzerindeki obez hastalar ile BKİ 27’nin üzerinde ama genetik hastalıkları, uyku apnesi gibi ek risk faktörleri bulunan kişiler için ilacın etkili olduğunu belirtiyor. “Bu ilaçlar, şeker regülasyonu ve kilo kaybı konusunda çift yönlü fayda sağlayabilir,” diye ekliyor. Ancak, lokal bölgesel yağlanma şikayeti olan, kilo seviyesi obezite sınırının altında olan bireyler için bu tedavinin endikasyonu bulunmadığını ve öncelikle diyet‑egzersiz programlarının uygulanması gerektiğini hatırlatıyor.
En kritik uyarı, ilacın rahat ve serbestçe temin edilebilmesi nedeniyle hastaların doktor kontrolü olmadan alımına yönelmesidir. Dr. Akkuş, “Geri ödeme kapsamı dışındaki bu ilaçlar, komşu, arkadaş ya da eczane çalışanının tavsiyesiyle alınabiliyor. Bu durum, ciddi yan etkilerin artmasına yol açıyor,” şeklinde uyarıyor.
Yan etkiler arasında en sık rapor edilenler kabızlık, reflü ve en ciddi risk olarak pankreatittir. Pankreasın ilaca bağlı olarak hasar görmesi, uzun vadede sindirim sistemine kalıcı zararlar bırakabilir. Safra kesesi, mide, bağırsak gibi gastrointestinal organların da etkilenebileceği ve bu etkilerin hâlâ tam olarak araştırılmadığı belirtiliyor.
İlaç, son 3‑4 yılda WHO ve diğer uluslararası sağlık otoritelerinin onayını almış olsa da, uzun vadeli güvenlik verileri yetersizdir. Hem klinik hem hayvan çalışmaları sürmekte, ancak kapsamlı uzun dönem sonuçları henüz elde edilememiştir. Dr. Akkuş, “Kısa vadede etkili sonuçlar görülse de, uzun vadeli gastrointestinal komplikasyonların ne kadar ciddi olacağını şu an söyleyemeyiz,” diyerek daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor.
Şeker, tansiyon ve uyku apnesi gibi birden fazla kronik rahatsızlığı olan sağlık memuru Nuriye Şener (44), 3 hafta içinde 7,5 kg vererek ilacın faydalarını deneyimlediğini anlatıyor. “Diyetisyenlere gittim, ama hareket kısıtlılığım yüzünden kilo veremedim. Doktor önerisiyle zayıflama iğnesi kullanmaya başladım ve kan şekeri 200’den 85’e düştü, tansiyonum düzeldi, uyku apnem azaldı. Bu süreçte 3 hafta içinde 7,5 kg kaybettim. Çok mutlu ve sağlıklı hissediyorum,” dedi. Ancak Dr. Akkuş, bu tip başarıların hastanın kapsamlı medikal değerlendirmesi ve sıkı takibi sonucunda elde edildiğini, tek başına ilaca güvenmenin tehlikeli olabileceğini yineledi.
Türkiye’de obezite oranı son on yılda %15’ten %24’e yükseldi. WHO’nun 2023 raporuna göre, dünya genelinde 650 milyon insan obeziteyle mücadele ediyor. Bu durum, hızlı ve etkili kilo verme yöntemlerine olan talebi artırıyor. Ancak uzmanlar, kısa vadeli çözümler yerine yaşam tarzı değişikliklerini ön planda tutan politikalar geliştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Dr. Akkuş, zayıflama iğnesi kullanımına karar vermeden önce tam bir tıbbi değerlendirme, gerekli laboratuvar tetkikleri ve risk analizi yapılmasını öneriyor. İlacın dozu, kullanım süresi ve hedef kiloya ulaşma planı mutlaka bir endokrinolog veya obezite uzmanı tarafından belirlenmelidir. Ayrıca hastaların beslenme ve egzersiz programını ihmal etmemeleri, uzun vadeli kilo korunumu için kritik öneme sahiptir.
