Sabahattin Seven: Dünyadaki Müslümanlara Karşı Zulüm Neden Var?

Sabahattin Seven: Dünyadaki Müslümanlara Karşı Zulüm Neden Var?
Yayınlama: 17.11.2025
4
A+
A-

Sabahattin Seven, dünyadaki Müslümanlara yönelik zulmün kökeni, medyanın rolü ve umudun yeniden dirilişi üzerine çarpıcı bir konuşma yaptı.

Zulümün Coğrafyası

“Dünyaya baktığımızda görüyoruz ki, en çok kan, gözyaşı ve acı Müslüman coğrafyalardan yükseliyor,” dedi Seven. Gazze’de bombaların altında kalan çocuklar, Suriye’de yıkılmış şehirler, Yemen’de açlıktan ölen bebekler, Doğu Türkistan’da susturulmuş bir halk, Myanmar’da kimliği silinen insanlar ve Keşmir’de sürekli yenilenen işkenceler… Hepsinin ortak noktası “Müslüman olmalarıdır.”

Bölünmüş Umut

Seven, “Bu zulüm tesadüf değil” diyerek, “Zalimlerin birlik içinde hareket ettiğini, Müslümanların ise bölünmüş olduğunu” vurguladı. “Herkes kendi kavgasına, kendi hesabına düşmüş. Oysa Allah, ‘Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılmayın’ diye buyuruyor.” Bu kutsal emrin unutulması, “birliğin yerini ihtilaf, kardeşliğin yerini çıkar alması” anlamına geliyor.

Medyanın Sessizliği

Konuşmasında medyanın tutumuna da değinen Seven, “Bugün medya, zulmü meşrulaştıran bir dil kullanıyor. Bir annenin feryadı ekran süresi kadar yaşıyor, sonra unutuluyor.” diye eleştirdi. “Vicdanlar uyuşturulmuş, insanlık tepkisiz. Batı, ‘özgürlük ve insan hakları’ söylemini sadece kendi menfaatine hizmet ettiği sürece hatırlıyor.” Filistin’de bir çocuğun ölümüyle dünya sessiz kalırken, bir taş atıldığında “kıyamet kopuyor” deniyor.

Geçmişin İzleri

Seven, tarihsel perspektif sunarak, “Bir zamanlar Müslüman şehirler insanlığın vicdanıydı: Kudüs, Bağdat, Şam, Kahire, İstanbul… Buralar sadece toprak değil, adaletin ve merhametin merkezleriydi.” dedi. “Şimdi bu merkezler yıkılmış durumda çünkü ilimden, hikmetten, ahlaktan uzaklaştık.” Gücün dilini öğrenirken merhametin dilini unuttuklarını belirtti.

Umut ve Direniş

“Bugün yaşanan zulüm sadece Müslümanların değil, insanlığın sınavıdır,” diye ekledi Seven. “Her zulüm aslında insanlığın vicdanını test eder. Biz sustukça, onlar daha da pervasızlaşıyor. Çünkü zulmün en büyük destekçisi sessizliktir.” Ancak karanlıkların sonsuza kadar sürmeyeceğini, “zulüm ne kadar büyürse, direniş de o kadar güçlenir.” diye umut dolu bir kapanış yaptı. Gazze’deki çocukların duası, Doğu Türkistan’daki sabır, Yemen’deki umut, ümmetin yeniden dirilişinin habercisi.

“Zulmün hükmü geçicidir, ama adaletin sesi ebedidir.”

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.