Arda Kırcaali Spor Kulübü’nün 100. Yılı, YTB’nin Belgesel Filmiyle Coşkuyla Kutlandı

YTB, Arda Kırcaali Spor Kulübü’nün 100. Yılını Belgesel Filmle Kutladı

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Bulgaristan’ın güneydoğusundaki Kırcaali şehrinde, 1924 yılında Rodopski Sokol adıyla kurulan Arda Kırcaali Spor Kulübü’nün yüzüncü kuruluş yıldönümünü büyük bir etkinlikle kutladı.

Belgesel Gösterimi ve Konuşmalar

“Rodoplar’ın Mavi Kartalı: Arda Kırcaali” adlı belgesel, Kırcaali Halk Kültür Evi Salonu’nda gösterildi. YTB Başkanı Abdulhadi Turus, “Bugün burada bir kez daha görüyoruz ki bir kulüp yalnızca sahada değil, gönüllerde şampiyon olduğunda tarihe geçer.” diyerek etkinliğin önemini vurguladı.

Kulübün Tarihi ve Kültürel Önemi

Turus, kulübün kökenine değinerek “1924’te Rodopski Sokol adıyla kurulan Arda Kırcaali, sadece bir futbol takımı değil; kültür, kimlik, aidiyet ve mücadele ruhunun bir yansımasıdır.” şeklinde konuştu. Ayrıca, “Bu buluşma, Rodoplar’ın rüzgarından, Arda Nehri’nin serin suyundan, kalplerindeki ezelden gelen duadan beslenen bir topluluğun asırlık yürüyüşüdür.” diyerek belgeselin kültürel hafıza çalışması olduğunu belirtti.

Turus, kulübün geçmişini “Kırcaali’nin mahallelerinden tribünlerine, oradan tüm Bulgaristan’ın şehirlerine uzanan bir köprü” olarak tanımladı. “Her geçtiği yerde heyecan, umut ve aidiyet duygusu bırakmıştır. Bu yönüyle Arda Kırcaali, toplumsal hafızayı yaşatan ve farklı bölgelerden insanları bir araya getiren güçlü bir kardeşlik köprüsü niteliği taşır.” ifadelerini kullandı.

Katılan Yetkililer ve Etkinlik

Etkinliğe Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş, AK Parti Bursa Milletvekili ve Türkiye‑Bulgaristan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Mustafa Yavuz, MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal ve Türkiye’nin Sofya Büyükelçisi Mehmet Sait Uyanık da katıldı.

YTB’nin “temel yaklaşımı, burada yaşayan kardeşlerimizin içinde bulundukları toplumlarla iş birliği ve uyum içinde daha güçlü bir konum edinmelerine katkı sağlamak” olduğu bir kez daha ortaya konuldu. Turus, “Balkanların ayrılmaz bir parçası olan bu topraklar, bizim için her zaman özel bir yere sahiptir.” diyerek bölgenin stratejik ve duygusal değerine işaret etti.