Antibiyotik Direnci: Küresel Tehdit ve Çözüm Yolları

Antibiyotik Direnci: Küresel Tehdit ve Çözüm Yolları
Yayınlama: 20.11.2025
5
A+
A-

Özet

Dr. Müberra Hıraloğlu, kontrolsüz antibiyotik kullanımının dünya çapında %40’lık bir artışla “sessiz bir pandemi” haline geldiğini vurguladı.

Antibiyotik Direncinin Küresel Boyutu

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Müberra Hıraloğlu, antibiyotik direncinin modern tıbbın tüm alanlarını tehdit eden küresel bir sorun olduğunu belirtti. Kontrolsüz antibiyotik kullanımı sadece bireysel hastaları değil, sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini de riske atıyor.

DSÖ’nün son değerlendirmelerine göre, antibiyotik direnci son beş yılda dünya genelinde %40 arttı. Bu oran, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde sağlık hizmetlerine erişimi daha da zorlaştırıyor ve yüksek mortalite riskini artırıyor.

Dr. Hıraloğlu, bu artışı “sessiz bir pandemi” olarak nitelendirerek, dirençli bakterilerin yayılımının her geçen yıl daha kritik bir boyuta ulaştığını vurguladı. Dirençli bakteriler, daha önce kolayca tedavi edilebilen enfeksiyonları bile tedavi edilemez hale getiriyor; tedavi süresi uzuyor, komplikasyonlar artıyor ve ölüm riskleri yükseliyor.

Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü ve Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası gibi etkinliklerde, antibiyotiklerin bilinçli ve akılcı kullanımı ön plana çıkarılıyor. Dr. Hıraloğlu, özellikle viral enfeksiyonlarda (grip, nezle, COVID-19) antibiyotik talebinin hâlâ yüksek olduğunu ve bu talebin gereksiz antibiyotik kullanımını tetiklediğini belirtti.

“Grip, nezle, Kovid-19 gibi viral hastalıklarda antibiyotik kullanımına gerek yoktur. Buna rağmen hastaların önemli bir kısmı antibiyotik talep ediyor. Gereksiz kullanım direnç gelişimini hızlandırıyor.” şeklindeki açıklaması, hastaların beklentilerini yönetmenin ne kadar kritik olduğunu ortaya koyuyor.

Dr. Hıraloğlu, antibiyotiklerin yalnızca hekim değerlendirmesiyle başlanması gerektiğini ve reçetesiz kullanımın direncin en büyük itici güçlerinden biri olduğunu vurguladı. Hastaların ilaçları yarım bırakmamaları, önerilen tedavi süresine uymaları ve doktor izni olmadan antibiyotik almamaları hayati öneme sahip.

Bu bağlamda, sağlık politikaları ve halk eğitimi programlarının güçlendirilmesi, farmasötik firmaların sorumlu üretim ve pazarlama stratejileri geliştirmesi ve uluslararası iş birliğinin artırılması gerekmektedir. Uzmanlar, antibiyotik geliştirme pipeline’ının yenilenmesi ve yeni antimikrobiyal ajanların araştırılması için daha fazla yatırım yapılması gerektiğini de ekliyor.

Gelecek yıllarda, antibiyotik direncinin ekonomik maliyetleri de göz ardı edilemez. Dirençli enfeksiyonların tedavisi, hastane kalış sürelerini uzatarak sağlık harcamalarını %2-5 oranında artırabilir. Bu durum, hem kamu hem de özel sağlık sistemleri için ciddi bir mali yük oluşturur.

Sonuç olarak, antibiyotik direncinin kontrol altına alınması, sadece tıp profesyonellerinin sorumluluğu değil; toplumun her kesiminin bilinçli davranışlarıyla mümkün olacaktır. Dr. Hıraloğlu’nun çağrısı, bu küresel tehdit karşısında acil ve ortak bir harekete geçilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.