Türkiye Finans Alanında Gelişimini Sürdürüyor

Finans Zirvesi’nde Kritik Açıklamalar

Ahmet Burak Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı olarak, Türkiye’nin diplomasi, kültür ve savunma gibi alanlarda bölgesel bir aktör olduğunu vurguladı ve “Önümüzdeki dönemde de diğer sektörlerde olduğu gibi Türkiye’nin finans alanında da ağırlığını artırarak bölgesel bir oyuncu haline geleceğini öngörüyoruz.” şeklinde bir gelecek öngörüsü sundu.

TürkMedya’nın düzenlediği Finans Zirvesi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla İstanbul Finans Merkezi Halkbank Kuleleri Konferans Salonunda başladı. Zirve, finansın çok geniş bir yelpazeye sahip olduğunu, uluslararası doğrudan yatırımlar (UDY), katılım finans, finansal teknolojiler ve yeşil finansman gibi başlıkların ele alınacağını müjdeledi.

Yatırım Çekim Gücünde Çarpan Etkisi

Dağlıoğlu, ofisin kuruluşundan bu yana uluslararası sermaye akışını artırma hedefiyle çalıştığını belirterek, 2003’ten bu yana 270 milyar doların üzerinde yabancı yatırımın Türkiye’ye geldiğini açıkladı. Bu rakam, yıllık ortalama dünya yatırımlarının %1’ine tekabül ediyor ve 30 yıllık bir sürede 15 milyar dolardan 1 %’lik bir paya yükseltilmiş durumun altını çizdi.

Ülkenin cari açığının %40’ının üzerini uzun vadeli UDY’lerle finanse ettiği bilgisi, sürdürülebilir bir büyüme modeli oluşturduğunu gösteriyor. Dağlıoğlu, “Bu sadece bir rakam değil, aynı zamanda Türkiye’nin finansal bağımsızlık ve istikrar hedeflerine ulaşma yolunda kritik bir adımdır.” şeklinde değerlendirdi.

Finansal Sektörün Sektörel Sıralaması ve Trendler

Geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla, UDY’lerde %45’lik bir artış kaydedildi. Son 12 ayda 15 milyar doların üzerinde yatırım girişi gerçekleşti ve yıllık ortalama 12,4 milyar dolar seviyesinin biraz üzerindeyiz. En çok çekilen yatırım sektörü hâlen finans olmakla birlikte, ikinci sırada toptan‑perakende ticaret, ardından imalat, bilgi‑iletişim ve enerji sektörleri yer alıyor.

Dağlıoğlu, “Finans sektöründeki büyüme, ülkenin teknoloji ekosistemiyle paralel ilerliyor. Uluslararası teknoloji firmalarının Türkiye’deki satın alımları ve büyük ölçekli yatırım turları, bu sinerjinin somut örnekleri.” dedi.

İhracat‑Odaklı Yatırımlar ve Kovid‑19 Sonrası Dönem

İmalat sanayisinin ihracatla büyümesi, devlet vizyonunun bir parçası olarak vurgulandı. Kovid‑19 pandemisi sürecinde ise teknoloji ve imalat yatırımlarının artışı, Türkiye’nin küresel tedarik zincirindeki konumunu güçlendirdi.

Dağlıoğlu, “Pandemi sonrası dönemde dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik, yatırımcıların karar mekanizmalarında öncelikli faktörler hâlâ.” diyerek, bu iki eksenin finansal politikalarda nasıl entegre edildiğini açıkladı.

Yeşil ve Dijital Yatırımlara Yönelik Hedefler

Gelecek vizyonunda, Türkiye’nin yeşil, iklim dostu ve dijital yatırımları artırma hedefi bulunuyor. Dağlıoğlu, “Küresel tedarik zincirlerinde daha aktif bir rol oynayabilir, girişim sermayesi fonları ve aile ofislerinin ilgisini çekebiliriz.” şeklinde stratejik bir yol haritası sundu. Bu bağlamda, dünya yatırımlarının %1’inden %1,5’e çıkma hedefi net olarak belirlendi.

Katılım finansı alanında da büyük fırsatlar görüldüğünü dile getiren Dağlıoğlu, “Türkiye, bankacılık dijitalleşmesinde dünya çapında bir lider konumunda. Bu başarıyı katılım finansına da taşımalıyız.” ifadelerini kullandı.

Fintech Zone ve Sürdürülebilirlik Başarıları

İstanbul Finans Merkezi içinde kurulan “Fintech Zone” adlı finans teknoparkı, yeni girişimlerin ve inovatif projelerin merkezi olma yolunda ilerliyor. Dağlıoğlu, “Bu bölge, dijital finans çözümlerinin geliştirilmesi ve yeşil finansman ekosistemine entegre edilmesi için ideal bir platform.” dedi.

Son olarak, tüm kamu ve özel paydaşların yeşil finansman ekosisteminde daha fazla pay alması için ortak çalışmalar yürütüldüğü, Türkiye’nin bölgesel bir aktör olma yolunda finans, ihracat, AR‑GE ve tasarım merkezleriyle güçlenmeye devam ettiği vurgulandı.