Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesinde, 53 yaşındaki Hülya Çıtak uzun yıllar İstanbul’da esnek kalıpçılık yaparak geçimini sağlarken, eşinin rahatsızlığı ve ailevi sıkıntılar nedeniyle köyüne geri dönmek zorunda kalmıştı. “Eşim şehrin gürültüsünden ve hastalıktan yorgun düştü, bu yüzden aile bütçesine katkı sağlayacak bir iş yapmam gerekti” diyerek, mutfakta kendine yeni bir yol çizmeye karar verdi.
Hayrabolu’ya özgü tatlıları, annesinden ve kayınvalidesinden öğrendiği tariflerle küçük bir dükkânda üretmeye başladı. İlk günlerde sadece komşularına ve tanıdığı birkaç kişiye satılan ürünler, kısa sürede bölge halkının beğenisini topladı.

Bir yemek yarışması için İstanbul’dan Hayrabolu’ya gelen bir şef, Çıtak’ın tatlılarını denediğinde “Bu lezzetleri daha geniş bir kitleye tanıtmalıyız” dedi. Bu öneri üzerine Çıtak, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB)’e başvurarak finansal destek ve eğitim aldı. Destek sayesinde üretim kapasitesini artırdı, yeni ekipmanlar edindi ve ürün yelpazesini genişletti.
Bugün, Hayrabolu’da kurduğu işletmede 50 farklı ürün üretiyor: geleneksel Hayrabolu tatlısı, acı biber reçeli, kuskus, tarhana, peynir helvası, erişte, çeşitli soslar ve daha fazlası. Bu ürünler, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerin zincir marketlerinde, restoranlarda ve otellerde satılıyor. Ürünlerin paketleme ve lojistik süreçleri, KOSGEB’in sağladığı danışmanlık sayesinde profesyonelleştirildi.
Çıtak, işletmesinde 20 kadın istihdam ediyor; her biri farklı görevlerde çalışarak hem aile bütçelerine katkı sağlıyor hem de mesleki becerilerini geliştiriyor. “İlk başladığımda yanımda sadece bir kadın arkadaşım vardı. Şimdi 20 kadınla üretim yapıyoruz ve her biri bu sürecin vazgeçilmez bir parçası” diyor.
Çıtak’ın eşi Şevket ve kızı Selin de üretim sürecine aktif olarak katılıyor. Selin, “Hedefimiz ürünlerimizin Türkiye’nin her evine ulaşması. Bir aile işletmesiyiz ancak profesyonelce bu işi yürütüyoruz” şeklinde geleceğe dair umutlarını dile getiriyor.
İşletmede çalışan Nigar Turan ise “Hem üretime katkı sağlamak hem de ev ekonomisine destek olmak beni çok mutlu ediyor” diyerek, kadınların istihdamının toplumsal faydasına dikkat çekiyor.
Bu başarı hikâyesi, bölgesel lezzetlerin modern pazarlama teknikleriyle nasıl ulusal bir marka haline gelebileceğinin örnek bir kanıtı olarak, kadın girişimcilerin ve KOSGEB’in iş birliğinin önemini vurguluyor.