29 Mart tarihinde Yeşilbayır Mahallesi’nde, 32 yaşındaki Tevfik Köseoğlu’nun kullandığı otomobile, tali yoldan çıkan Z.B. yönetimindeki araç çarpmış ve büyük bir çarpışma meydana gelmiştir. Çarpışmanın etkisiyle Tevfik Köseoğlu olay yerinde yaşamını yitirmiş, eşi Gülşah Esma Köseoğlu (29) ve üç çocuğu ise ağır yaralanmıştır.

Gülşah Esma Köseoğlu, kazanın ardından yaklaşık on gün yoğun bakımda kalmış, kısmi felç geçirmiş, beyin kanaması yaşamış ve bir kez kalbi durmuştu. Çocukların tedavisi hâlen devam ederken, aile maddi sıkıntılar nedeniyle tanıdıkları aracılığıyla Erzurum Barosu’na kayıtlı C.E. isimli bir avukata vekaletname vermiştir. Ancak sigorta şirketinin 1.850.000 TL tutarındaki tazminatı doğrudan avukatın hesabına yatırması, ailenin bu ödeme hakkında 14 gün bilgilendirilmemesi büyük bir şok yaratmıştır.
Aile, avukat C.E.’nin sadece 1.000.000 TL’yi kendilerine gönderip, kalan 850.000 TL için “çeşitli masraf kalemleri” gösterdiğini öğrenince yeni bir avukata başvurarak azilname düzenlemiş ve hem avukatı hem de sigorta şirketini şikayet etmiştir.
Gülşah Esma Köseoğlu, “3 çocuğum için iyileşmek istiyorum. 8 aydır fizik tedavi görüyorum. Bir de hakkımızı yediler. Çocuklarım için avukatın bize vermediği paranın ödenmesini istiyorum” diyerek duygularını dile getirmiştir. Vahdettin Güneş (Köseoğlu’nun babası) ise avukatla %7’lik bir kesinti üzerinden anlaştıklarını, avukatın ise bu oranı %45’e çıkardığını ve sözleşmeye aykırı şekilde 850.000 TL’yi sakladığını iddia etmiştir.
Avukat Halit Çınar, olayın “Avukatlık Kanunu’nun 48. maddesine aykırı bir aracılık” olduğunu ve aileye parmak izinin zorla atıldığını, noterde kaşla göz arasında belgenin imzalandığını belirtmiştir. Çınar, “Normal şartlarda tazminatın tamamen ödenmesi gerekirken, avukat sadece 1.000.000 TL’yi gönderdi, geri kalanını reddetti” demiştir.
Türk Avukatlar Birliği’ye göre, avukatlık ücretinde %25’lik yasal üst sınır vardır; bu sınırın üzerindeki kesintiler hukuka aykırıdır ve disiplin soruşturması açılabilir. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Ayşe Yıldız, “Sigorta şirketleri doğrudan mağdurun avukatı üzerinden ödeme yapamaz. Ödeme, doğrudan mağdura ya da yasal temsilcisine yapılmalıdır. Aksi takdirde, hem sigorta şirketi hem de avukat ayrı ayrı sorumlu tutulabilir” şeklinde yorum yapmıştır.
Ayrıca, Türkiye’de trafik kazalarında tazminatların ödenmesi süreci genellikle 30-90 gün arasında tamamlanır; ancak avukatın araya girmesiyle bu süreç uzar ve mağdurun maddi sıkıntısı artar.
Mağdur aile, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş ve avukat C.E. hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır. Savcılık, hem avukatın usulsüz kesintileri hem de sigorta şirketinin ödeme prosedürünü inceleyecektir.
Gülşah Esma Köseoğlu ve çocuklarının tedavileri hâlâ devam ediyor. Aile, “Adaletin tecelli etmesini ve hak ettiğimiz tazminatı tamamen almamızı istiyoruz” diyerek sürecin hızlandırılması talebinde bulunmuştur.
Bu tür vakalar, Türkiye’de trafik kazası sonrası mağdur haklarının korunması, avukatlık ücretlerinin denetlenmesi ve sigorta şirketlerinin sorumlulukları konusunda toplumsal bir farkındalık yaratmaktadır.