DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, “Doğru ve gerekli olan Öcalan’la görüşmek ve buna dair hiçbir kaygıya, endişeye ya da komplekse kapılmamaktır” diyerek görüşmenin önemine dikkat çekti. Doğan, “Biz tüm siyasi partilerin bu demokratik olgunluğu gösterebilmelerini bekliyoruz” sözleriyle, Türkiye’nin mevcut siyasi ikliminde bir sorumluluk çağrısında bulundu.

Doğan, “Hepimiz tarihin sınavı ile karşı karşıyayız” diyerek, ülkenin içinde bulunduğu kritik döneme işaret etti. Özellikle “Komisyon, İmralı’ya gitsin mi?” sorusunun uzun süredir yanıt aradığı, ancak bu sorunun artık bir soru değil, bir çözüm ihtiyacı olduğu vurgulandı. Barışın mimarı olarak Öcalan‘ı gösteren Doğan, barışın yolunun geçmişi hatırlamaktan, on yıllardır süren çabaları anımsamaktan ve bu hakikati kabul etmekten geçtiğini belirtti.
Doğan, “Bu bir soru ya da sorun değildir” diyerek, Öcalan’la yapılacak görüşmenin siyasi bir meseleden çok, toplumsal bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Siyasi aklın doğru zamanda ve doğru yerde kullanılmasının, “vicdanımıza ve kalbimizin sesine kulak vermenin” kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Ayrıca, “Yalanlara inanmayacak kadar çok hakikat gördü bu topraklar” ifadesiyle, uzun süredir süregelen çözüm arayışının bir kez daha gündeme gelmesi gerektiğini belirtti.
Doğan, “Nasıl ki komisyon böyle bir temsiliyetle oluştuysa, bu komisyonun yarın yapacağı tartışma, güçlü bir temsiliyetle ve olumlu bir şekilde nihayetlenmeli” diyerek, komisyonun yapısal güçlendirilmesi gerektiğini savundu. Türkiye’nin yararının burada yattığını ve bu yararın ancak Öcalan’la doğrudan bir diyalog üzerinden sağlanabileceğini ifade etti.
Özellikle ana muhalefet partisine seslenerek, “Barış mücadelesinin ön saflarında yer almak ona yakışan bir görevdir” şeklinde bir mesaj verdi. Doğan, bu görüşmenin “siyasi muhataplık” sorununun üstesinden gelmek ve “çözümsüzlük” algısını ortadan kaldırmak için kritik olduğunu vurguladı.
Doğan’ın açıklamaları, yalnızca bir parti içinde değil, tüm Türkiye’deki siyasi arenada yankı buluyor. Öcalan’la yapılacak bir görüşme, Kürt sorununun barışçıl bir çerçevede ele alınması, toplumsal kutuplaşmanın azalması ve uzun vadeli istikrarın temini açısından büyük bir adım olarak görülüyor. Bu bağlamda, DEM Parti’nin barışa yönlendirdiği bu çağrı, hem yerel hem de uluslararası gözlemciler tarafından yakından takip edilecek gibi görünüyor.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, barışın ancak geçmişin hakikatleriyle yüzleşilerek ve Öcalan’la doğrudan diyalog kurulmasıyla mümkün olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Tüm siyasi partilerin bu demokrasiyi gösterme sorumluluğu taşıdığı, ülkenin geleceği için kritik bir dönemeç olduğu vurgulandı. Bu çağrı, Türkiye’nin barış sürecinde yeni bir sayfa açma potansiyeli taşıyor.