Türkiye’nin Ulusal Süt Konseyi (USK) tarafından düzenlenen Ulusal Süt Zirvesi, “Yerel Güç, Küresel Vizyon” temasıyla Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki lüks bir otelde kapılarını açtı. Zirve, sektör temsilcileri, devlet yetkilileri ve uluslararası alıcıların bir araya gelerek stratejik iş birlikleri geliştirmesine zemin hazırlıyor.

Ticaret Bakan Yardımcısı Ağar’ın Açıklamaları
Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, zirvede yaptığı konuşmada süt sektörünün kırsal kalkınmanın omurgası, çocukların sağlıklı beslenmesinin teminatı ve gıda arz güvenliğinin kilit unsuru olduğunu vurguladı. “Tarım ürünleri ihracatı, sadece bir ekonomik faaliyet değil, aynı zamanda ulusal güvenliğin de temel taşıdır.” dedi.
Güncel istatistiklere göre, geçen ay 391,8 milyar dolar tutarındaki ihracatla Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamına ulaştık. Bu çerçevede, süt ve süt ürünleri ihracatı 2023’de 266 milyon dolar iken, 2024’te 363 milyon dolara yükseldi ve 2025’in Ocak‑Ekim döneminde 334 milyon dolar seviyesine ulaştı. Bu artış, iki yıldır çift haneli büyüme trendinin sürdüğünün açık bir göstergesi.
Coğrafi Çeşitlilik ve Pazar Liderliği
Ağar, “Cezayir’den Mısır’a, Körfez ülkelerinden Bangladeş’e, Orta Asya’dan Uzak Doğu’ya kadar geniş bir coğrafyada Türk süt ürünleri tercih ediliyor. Özellikle Irak’ın süt ithalatının %82’si tek başına Türkiye’den geliyor.” şeklinde konuştu. Ayrıca, Labne, tereyağı ve yüksek kaliteli peynirlerde Suudi Arabistan ve Katar’da birinci, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’de ikinci tedarikçi konumundayız.
Teknoloji ve Katma Değer
Türk süt ürünlerinin basit emtia olarak görülmemesi gerektiğini belirten Ağar, “Soğuk zincir, AR‑GE, hijyen altyapısı ve marka değerinin önemi, ürünlerimizi rakiplerinden ayıran faktörlerdir.” diye ekledi. Bu bağlamda, yeni nesil paketleme teknolojileri ve dijital izlenebilirlik sistemleri, ihracatın kalitesini artırırken aynı zamanda tüketici güvenini de pekiştiriyor.
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Gümen’in Destek Mesajı
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Gümen ise sütün sadece bir gıda ürünü olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin köklü hayvancılık kültürünün, aile işletmelerinin ve kırsal yaşamın devamının sembolü olduğunu vurguladı. “Genç ve kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık uyguluyor, sözleşmeli üretim modelini güçlendirerek kalite, fiyat ve risk paylaşımını önceden tanımlıyoruz.” şeklinde konuştu.
Gümen, tarımsal desteklerin “para veren” değil “yön veren” bir yaklaşımla sunulduğunu, sözleşmeli üretimle miktar ve kalite kriterlerinin önceden belirlendiğini ve Tarım Tahkim Kurulu’nun oluşturulmasıyla piyasa gözetiminin artırıldığını belirtti.
Kaliteli Üreteni Ödüllendiren Mevzuat
Hayvancılıkta sürdürülebilirliğin “sağlıklı sürü” ile başladığını dile getiren Gümen, yeni bir mevzuat çalışması kapsamında çiğ sütün sağımdan işleme ve pazara arzına kadar tüm süreçlerin izlenebilirliğini sağlayan bir düzenleme geliştirdiklerini söyledi. Bu düzenleme, “daha kıymetli süt, daha değerli üretici, daha güvenli ürün” hedefiyle kaliteyi ödüllendiriyor.
USK Başkanı Hamit Can’ın Değerlendirmesi
USK Başkanı Hamit Can, zirvenin temel amacının sektördeki sorunları çok paydaşlı bir ortamda ele almak ve çözüm önerileri geliştirmek olduğunu ifade etti. “Kimyasal kalite, hijyen, mikrobiyal kontrol ve soğuk zincir gibi teknik unsurlar, süt ürünlerinin güvenliği ve ihracat başarısının olmazsa olmazıdır.” dedi.
Zirve, 23 Kasım’a kadar devam edecek ve katılımcıların ortak bir vizyon etrafında yeni iş ortaklıkları ve yatırım fırsatları yaratması bekleniyor.