85 milyon 980 bin 654 kişi olarak kaydedilen toplam nüfus, 2024 sonunda 85 milyon 664 bin 944 kişiydi. Bu, yılın ilk dokuz ayında 315 bin 710 yeni vatandaşın eklenmesi ve 1 Temmuz‑1 Ekim döneminde 155 bin 800 kişinin daha artmasıyla gerçekleşti. Nüfus artış hızı yüzde 0,37 olarak kaydedildi; bu oran, önceki yıllara kıyasla bir yavaşlamayı işaret ediyor.

Erkek nüfusu 43 milyon 3 bin 770 kişi (%50,02) iken, kadın nüfusu 42 milyon 976 bin 884 kişi (%49,98) olarak belirlendi. Cinsiyet oranındaki bu ince fark, uzun vadeli demografik dengelerin korunması açısından kritik bir gösterge olarak değerlendiriliyor.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, nüfus artışının hâlâ sürdüğünü ancak doğurganlık oranının düştüğünü vurguladı. “Nüfusumuz artıyor fakat nüfus artış oranımız azalıyor. TÜİK verilerine göre geçen yıl ölçülen doğurganlık hızı 1,48. Şu anda bir felaketi yaşıyoruz. Alarm zilleri çok yüksek sesle çalıyor” şeklindeki açıklamaları, aile planlaması, doğum politikaları ve ekonomik destek paketlerine yönelik yeni düzenlemelerin gündeme gelmesine zemin hazırlayabilir.
Uzmanlar, mevcut trendlerin devam etmesi halinde 2030 yılına kadar Türkiye’nin nüfusunun 95 milyon civarına ulaşabileceğini öngörüyor. Bu bağlamda, genç nüfusun istihdamı, sağlık hizmetlerine erişim ve şehirleşme politikaları gibi alanlarda uzun vadeli stratejilerin hazırlanması kritik öneme sahip.