Uraloğlu, IMO’nun İklim Hedeflerini Tam Destekleyecek Stratejik Adımlar Atıyor

Uraloğlu, IMO’nun İklim Hedeflerini Tam Destekleyecek Stratejik Adımlar Atıyor
Yayınlama: 25.11.2025
2
A+
A-

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, IMO’nun iklim hedeflerini desteklediğini ve küresel işbirliğinin önemini vurguladı.

IMO’nun iklim hedeflerine Türkiye’nin güçlü desteği

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen “Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) 34. Dönem Genel Kurul Toplantısı”na katıldı ve Türkiye’nin, IMO’nun 2023’te kabul ettiği sera gazı emisyonlarını azaltma stratejisini tüm gücüyle desteklediğini açıkladı.

Toplantıda yaptığı konuşmada Bakan Uraloğlu, IMO’nun kuruluşundan bu yana uluslararası deniz taşımacılığında emniyet, güvenlik ve deniz çevresinin korunmasının temel garantörü olduğunu hatırlatarak, bu misyonun iklim değişikliğiyle mücadelede de kritik bir rol oynadığını belirtti.

Uraloğlu, denizcilik sektörünün küresel ekonominin omurgası olduğunu, ancak yeşil dönüşüm, dijitalleşme, deniz emniyeti ve güvenliği, insan kaynağı, kapsayıcılık, sürdürülebilirlik ve dayanıklılık gibi alanlarda büyük dönüşümlerle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Bu eksenlerin, IMO’nun iklim hedeflerine ulaşmada yol haritası oluşturduğunu ifade etti.

Türkiye olarak bu alanlarda uluslararası işbirliğini güçlendirmeye ve IMO’nun çalışmalarına katkımızı sürdürmeye devam edeceğiz,” diye ekledi Uraloğlu. İklim hedeflerinin bölgesel önlemlerle sınırlı kalmaması, küresel ölçekte koordineli eylemlerin gerekliliği mesajını verdi.

Başkanlık ettiği görüşmelerde, dünya deniz taşımacılığının jeopolitik gelişmeler, tedarik zinciri kırılmaları ve bölgesel istikrarsızlıklar tarafından nasıl şekillendiğine dikkat çeken Uraloğlu, bu dinamiklerin deniz yollarının güvenliğini ve sürdürülebilirliğini her zamankinden daha kritik bir hale getirdiğini belirtti.

Deniz yollarındaki kritik su yollarının karşılaştığı tehditler, rotaların uzunlamasına kayması ve seyir mesafelerinin artması, aynı zamanda enerji maliyetleri ve karbon ayak izinin de yükselmesine yol açıyor. Bu durum, denizcilik sektörünün sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik ve çevresel risklere karşı daha dayanıklı bir yapı kazanması gerektiğini ortaya koyuyor.

Uraloğlu, “IMO’nun 2023’te kabul edilen yeni emisyon azaltım stratejisini tarihi bir dönüm noktası olarak görüyoruz” diyerek, Türkiye’nin bu hedefi tamamen desteklediğini ve bölgesel önlemler yerine küresel çözümler üretme zorunluluğunu vurguladı. Ayrıca, yeşil dönüşüm sürecinde adil, dengeli ve kapsayıcı yaklaşımların belirleyici olacağına işaret etti.

Gemi insanları üzerine yaptığı vurgu da dikkat çekti: “Gemi insanları, dünya ticaretinde kilit öneme sahiptir.” COVID‑19 sürecinde yaşanan kısıtlamaların deniz taşımacılığını durma noktasına getirdiğini hatırlatan Uraloğlu, bu kişilerin vize ve seyahat kolaylıklarının iyileştirilmesinin sektörel istikrar için hayati olduğunu belirtti.

Teknoloji ve otomasyonun sunduğu fırsatların, deniz emniyeti, güvenlik ve çevre koruması ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Uraloğlu, bu alanda kapsayıcı ve aşamalı planlamalarla ilerlemeyi hedeflediklerini söyledi. “Denizcilik, insan emeği ve bilgiye dayalı bir sektördür. Gemi adamı ihtiyacının artması, onların refahı, eğitimi ve motivasyonunun sürdürülebilir taşımacılığın en önemli unsuru olduğunu gösteriyor.”

Uraloğlu ayrıca, IMO’nun 2021 sözleşme değişiklikleri kapsamında konseyin coğrafi temsiliyetini genişletmesi, görev süresini uzatması ve teknik işbirliği mekanizmalarının daha erişilebilir, dengeli ve sonuç odaklı güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Türkiye’nin, sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi teknik destek, eğitim ve ikili işbirliği yoluyla diğer üye devletlerle paylaşmaya devam edeceğini vurguladı.

Toplantı sürecinde Bakan Uraloğlu, IMO Genel Sekreteri Arsenio Domínguez, Hollanda Altyapı ve Su Yönetimi Bakanı Robert Tieman ve Gürcistan Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Mariam Kvrivishvili ile ikili görüşmelerde bulundu. Bu görüşmelerde, stratejik altyapı deneyimleri, denizcilik politikaları ve bölgesel işbirliği fırsatları üzerine yoğun tartışmalar yapıldı.

Domínguez, denizcilik sektörünün “jeopolitik gerilimler, değişen ticaret modelleri ve karbonsuzlaşma ile dijitalleşmeye doğru hızlanan küresel geçişin damgasını vurduğu” bir dönemde olduğunu vurguladı ve tüm üye devletlerin bu zorluklara karşı birlikte hareket etmesinin önemine değindi.

Sonuç olarak, Uraloğlu’nun açıklamaları, Türkiye’nin IMO çerçevesinde iklim hedeflerine aktif katkı sunma ve küresel denizcilik politikalarında liderlik rolünü pekiştirme kararlılığını ortaya koyuyor. Bu çerçevede, yeşil ve dijital dönüşüm süreçlerinde gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarının gözetilmesi ve adil geçişin sağlanması için ortak adımlar atılması gerektiği bir kez daha altını çizildi.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.