Mahinur Özdemir Göktaş, “2026‑2030 dönemini kapsayan yeni Eylem Planımızı, kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık” diyerek planın bilimsel temele dayandığını, katılımcı ve yenilikçi bir yaklaşımla oluşturulduğunu vurguladı. Plan, 5 ana hedef, 15 strateji ve 130 faaliyeti içeriyor; bu sayede şiddetin önlenmesi, hukuki korumanın güçlendirilmesi, riskli durumlara müdahale, kadınların iyi oluşunun artırılması ve toplumsal bilinç inşası amaçlanıyor.

Göktaş, 25 Kasım’ın farkındalık, güçlenme ve adalet kavramlarını birleştiren bir dönüm noktası olduğunu hatırlattı. Farkındalık, toplumun tüm kesimlerinde bilincin yükselmesiyle “ilk kıvılcım”ı oluştururken; güçlenme, kadınların ekonomik ve sosyal alanda desteklenmesiyle ülkenin geleceğine stratejik bir yatırım olduğunu belirtti. Adalet ise hukuki mekanizmaların etkinleştirilmesi ve faillerin cezasız kalmamasını sağlayan bir çerçeve olarak tanımlandı.
“Riskleri daha erken gören, daha hızlı harekete geçen ve daha kapsayıcı çözümler üreten bir toplumsal duyarlılığa ulaştık,” diyerek son 23 yılda kaydedilen ilerlemeye değindi.
Planın hayata geçirilmesinde Koordinasyon Kurulları ve veri entegrasyon sistemleri kritik rol oynuyor. Adalet, İçişleri ve Sağlık bakanlıkları arasında oluşturulan ortak veri tabanı, şiddet vakalarının anlık takibi ve müdahalesini hızlandırıyor. ALO 183, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalarla şiddet mağdurları için acil destek hattı genişletildi.
Şiddetle mücadelede 630 kurumsal iş ortaklığı sayesinde şiddet önleme ve izleme merkezleri, kadın konukevleri ve sosyal hizmet merkezlerinde Şiddetle Mücadele İrtibat Noktaları aktif hâle getirildi.
Göktaş, sosyal risk haritaları sayesinde koruyucu‑önleyici hizmetlerin daha etkili sunulacağını, “şiddet döngüsünü kırmak” amacıyla fail‑odaklı destek modeli geliştirdiklerini açıkladı. 10 yıl aradan sonra gerçekleştirilen “Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması”nda dijital şiddet ve ısrarlı takip konularında kapsamlı veriler elde edildi.
Bakan Göktaş, G20, Birleşmiş Milletler, OECD, TDK ve Avrupa Konseyi gibi platformlarda Türkiye’nin kadın hakları ve şiddetle mücadele konusundaki deneyimini paylaştığını belirtti. Bu sayede uluslararası alanda kadına yönelik şiddetin insanlık suçu olduğuna dair ortak bir duruş geliştirildi.
Programda ayrıca Gazze’den gelen kadınlara da değinen Göktaş, “Şiddetin en zalimine maruz kalan Gazzeli kadınları selamlıyorum” diyerek bölgedeki kadınların direnişine destek verdi.
“Şiddet bir kadının dünyasını sessizleştirir, fark et. Şiddet çocukların kalbine korku eker, fark et. Şiddet bir aileyi dağıtır, fark et.” ifadeleriyle konuşmasını noktalayan Göktaş, “Şiddeti önlemek için asla sessiz kalma, işareti fark et” mesajını verdi.
Bu kapsamda, 2026‑2030 Ulusal Eylem Planı sadece bir belge değil, toplumun tüm katmanlarını kapsayan, bilimsel, katılımcı ve sürdürülebilir bir mücadele mekanizması olarak konumlandırıldı.