Eski İKYB Başkanı ve KDP Genel Başkanı Mesud Barzani, cumartesi günü Şırnak’ın Cizre ilçesinde düzenlenen “4. Uluslararası Melayê Cizîrî Sempozyumu”na katıldı. Etkinlik, bölgenin kültürel ve akademik gündeminde önemli bir yer tutarken, Barzani’nin yanına uzun namlulu silahlarla donatılmış peşmergeler eşlik etmesi aniden görsel bir tartışma yarattı.
Görüntüler, hem yerel hem de ulusal medyada geniş yankı buldu; özellikle güvenlik protokolü ve dış politikadaki hassas dengeler yeniden gündeme oturdu.

Şimdi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki başdanışmanı, bu duruma resmi bir tepki vermeyi tercih etti.
Başdanışman Oktay Saral, Barzani’nin kamuflajlı ve uzun namlulu silahlarla donan koruma ekibiyle birlikte Türkiye topraklarında bulunmasının, devletimizin “teamüllerine ve köklü itibarına” gölge düşürdüğünü belirtti. Saral şöyle konuştu:
“Şırnak’ta Mesud Barzani’nin misafir edilmesi, kuşkusuz misafirperver milletimizin asaletidir. Ancak devletimizin protokol kuralları değişmez; yabancı bir şahısın askeri üniforma ve uzun namlulu silahlarla dolaşması kabul edilemez.”
Bu sözler, protoköl ihlali ve güvenlik algısı üzerine yeni bir tartışma başlattı.
Diğer bir başdanışman Mustafa Akış da aynı temelde bir eleştiri getirdi. Akış, “Görüntüler uygun düşmemiş” diyerek, Barzani’ye uygulanması gereken protokolün, Türkiye’de eski cumhurbaşkanları ve başbakanlara yurt dışında uygulanan kurallarla aynı olması gerektiğini vurguladı:
“Abdullah Gül’e, Ahmet Necdet Sezer’e veya Binali Yıldırım’a yurt dışında uygulanan protokol, Barzani’ye de aynı şekilde uygulanmalıdır.”
Akış, konuşmasının devamında şunları ekledi:
“Türkiye Cumhuriyeti misafirini koruyamayan bir devlet değildir; tam tersine, misafirini kendi topraklarında bile koruyabilecek güçtedir. Bu nedenle, uzun namlulu silahlarla dolaşan koruma ekipleri, protokol dışı bir davranıştır.”
Bu iki açıklama, hem iç politikada hem de uluslararası ilişkilerde yeni bir denge arayışına işaret ediyor. Uzmanlar, Barzani’nin Kuzey Irak yönetimindeki resmi bir görevi olmamasına rağmen, uzun namlulu silahlarla birlikte görünmesinin “güvenlik algısını zedeleyebileceğini” ve “Türkiye’nin dış politikada tutarlı bir tutum sergilemesinin önemini” vurguluyor.
İlgili kamu kurumları ise olayla ilgili inceleme başlattılarını duyurdu; ancak resmi bir açıklama ya da prosedür değişikliği henüz netleşmedi.
Bu gelişme, önümüzdeki haftalarda da medyada ve parlamentoda tartışma konusu olmaya devam edecek gibi görünüyor.