Doç. Dr. Gönül Çiçek Şentürk, “Türkiye’de HIV taşıyıcı sayısında son yıllarda belirgin bir artış söz konusudur. Bu durum, özellikle genç nüfusta fark edilmeden ilerleyen bir sessiz pandemiye işaret ediyor” ifadelerini kullandı. “Amerika ve Avrupa’da HIV vakaları düşüş gösterirken, bizim ülkemizde tam ters bir trend gözlemleniyor” diyerek, küresel verilerle Türkiye’yi karşılaştırdı.


Şentürk, “AIDS, cinsel temas ve kan yoluyla bulaşır. Öpmek, sarılmak, aynı ortamda bulunmak, aynı masada oturmak ya da yemek yemek gibi günlük etkileşimler kesinlikle bulaşmaya neden olmaz” diye açıklamaya başladı. Cinsel ve kan yoluyla bulaşma riskleri kontrol altına alınabildiği sürece, tedavi sayesinde bulaşma riski neredeyse sıfıra düşürülür.
HIV enfeksiyonu alındıktan sonraki ilk bir ayda, akut retroviral sendrom adı verilen belirtiler ortaya çıkabilir: halsizlik, yorgunluk, ateş, boğaz ağrısı, döküntü ve ishal. Bu semptomlar genellikle grip benzeri görülür ve çoğu kişi bunları HIV ile ilişkilendirmez. Belirtiler kaybolduktan 5‑7 yıl içinde, tedavi edilmezse AIDS evresine ilerlenebilir; bu evrede kilo kaybı, gece terlemesi, nörolojik bozukluklar ve solunum problemleri gibi ciddi sağlık sorunları görülür.
Doç. Dr. Şentürk, “Erken tanı, hastaların normal bir yaşam sürmesini, hatta çocuk sahibi olabilmesini mümkün kılar. Türkiye’de tedavi olanakları birçok Avrupa ülkesine göre oldukça konforlu ve ilaçların geri ödeme kapsamında olması hastaların tedaviye erişimini kolaylaştırıyor” dedi. Erken teşhis edilmezse, bulaşma riski artar ve hastanın yaşam kalitesi ciddi şekilde düşer.
HIV ile ilgili damgalama, bireylerin test yaptırmasını engelleyen en büyük faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Şentürk, “Test merkezlerinde anonim olarak test yaptırmak mümkündür; pozitif sonuç alındığında ise kişiye gizli bir şekilde yönlendirme yapılır” ifadelerini kullandı. 10 yılda HIV, 7’den 70’e her yaş grubunu etkileyen bir enfeksiyon haline geldi ve bu durum, toplumsal farkındalık kampanyalarının acilen artırılması gerektiğini gösteriyor.
Uzman, “Halkımızın erken test yaptırması, hem bireysel hem de toplumsal sağlığımız için kritik önemdedir. Sessiz bir pandemiyi görünür kılmak ve hastalığın yayılmasını önlemek için herkesi test yaptırmaya davet ediyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Sağlık Bakanlığı ve yerel yönetimlerin anonim test merkezlerini yaygınlaştırması, bu mücadelede dönüm noktası olacaktır.