Son iki yılda küresel enflasyon ve döviz kurundaki dalgalanmalar, yem maliyetlerini %70’e kadar yükseltti. Özellikle kafes sistemi içinde üretim yapan büyük ölçekli şirketler, artan giriş maliyetlerini ve azalan talebi aynı anda karşılamakta zorlandı. Bu durum, yüksek sermaye gerektiren tavuk ve yarka üretim tesislerini sürdürülebilir kılmak için ciddi bir finansal baskı yarattı.
2009 yılında Osmaniye’de kurulan Barış Tavukçuluk, on yılı aşkın sürede ülkenin en büyük tavuk ve yarka üreticilerinden biri haline geldi. Şirket, etlik ve yumurtalık civciv, hindi, ördek ve yarka üretiminin yanı sıra yemeklik yumurta ve kanatlı hayvan ticareti gibi yan faaliyetlerde de bulunuyor. 2023 itibarıyla yıllık 300.000 adet yarka ve 1,2 milyon tavuk üretim kapasitesine sahip olması, bölgenin en büyük kafes sistemi yarka üreticisi olmasını sağladı.


Osmaniye 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonucunda, mahkeme şirkete üç aylık geçici mühlet tanıdı ve sürecin sağlıklı yürütülmesi için bir konkordato komiseri atadı. Mahkeme, şirketin borçlarını yeniden yapılandırması, alacaklılarla görüşmeler yapması ve üretim hattını koruması için belirli koşullar koydu. Bu süreç, şirketin faaliyetlerini tamamen durdurmadan mali yükümlülüklerini yeniden düzenlemesine olanak tanıyacak.
Konkordato sürecinin başarılı geçmesi durumunda, Barış Tavukçuluk yeniden likidite sağlayarak üretim kapasitesini koruyabilir ve hatta mevcut pazar payını artırabilir. Ancak, süreç uzarsa ve alacaklılarla uzlaşma sağlanamazsa, şirketin kapanma riski artacak ve bölgedeki istihdam ve tedarik zinciri üzerinde olumsuz etkiler doğurabilir. Uzmanlar, sektörün benzer büyüklükteki diğer firmalarının da benzer finansal sıkıntılarla karşılaşabileceğini ve devletin kırsal kalkınma destek paketlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.