UNICEF’ten Sri Lanka’daki Ditwah Kasırgası Üzerine Alarm Verdi

UNICEF, Sri Lanka’da Ditwah Kasırgası’ndan etkilenen 1,4 milyon kişiden 275.000’inin çocuk olduğunu ve bu çocukların hayati hizmetlere erişimde büyük zorluklar yaşadığını açıkladı.

Kasırga ve Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Sri Lanka’da 3 Aralık’ta meydana gelen Ditwah Kasırgası’nın yol açtığı yıkımın, özellikle çocuklar arasında büyük bir insani krize dönüştüğünü vurguladı. 1,4 milyon kişi bu felaketten etkilenirken, 275.000 çocuğun hayati hizmetlere, temizlik, beslenme ve sağlık altyapısına ulaşamadığı bildirildi.

“Çocuklar, en savunmasız gruplar arasında yer alıyor ve hayati ihtiyaçlarına zamanında ulaşmak, hayat kurtarıcı bir faktör.” diye konuşan UNICEF Sri Lanka temsilcisi Emma Brigham, acil yardım için zamana karşı yarıştıklarını belirtti.

Altyapı Çöküşü ve Sağlık Riskleri

Kasırga sonrası altyapı ve temel hizmetlerdeki yaygın hasar, binlerce insanı geçici barınaklara zorladı. UNICEF, bu koşulların salgın hastalık, yetersiz beslenme ve ciddi duygusal rahatsızlık risklerini artırdığını kaydetti. Özellikle temiz suyun kıtlığı, su kaynaklı hastalıkların yayılmasına zemin hazırlıyor.

World Bank’ın 2025 raporuna göre, Sri Lanka’da yoksulluk oranı %11,3’ten %24,5’e yükselmiş; bu da afet sonrası sosyal güvenlik ağlarının üzerindeki baskıyı daha da artırıyor.

UNICEF’in Acil Çağrısı

UNICEF, Sri Lanka hükümeti ve uluslararası ortaklarıyla iş birliği içinde temiz su, besin paketleri, psikososyal bakım ve acil eğitim kitleri gibi temel ihtiyaçların karşılanması için ek fon talep ediyor. Ayrıca, yerinden edilmiş çocuklar ve anneler için uzun vadeli destek programlarının hızlandırılması gerektiğini vurguladı.

Kasırganın neden olduğu heyelan ve sellerde 474 Sri Lankalı hayatını kaybetti. Bu kayıplar, afet sonrası yardım ve yeniden yapılandırma çabalarının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Gelecek İçin Yol Haritası

UNICEF, afet sonrası iyileşme sürecinin sadece fiziksel altyapının yeniden inşasıyla sınırlı kalmayıp, çocukların eğitim, psikolojik iyileşme ve sosyal entegrasyonunu da kapsaması gerektiğini belirtiyor. Uzun vadeli planlamada, çocuk hakları ve kapsayıcı hizmetlerin önceliklendirilmesi, benzer felaketlerin etkilerini azaltmak için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.