CHP Genel Başkanı Özgür Özel, asgari ücretin en az 39.000 TL olması gerektiğini vurgulayarak, “Bu maaş bugün için bir nefes aldırır. İşveren ‘veremem’, çalışan ‘geçinemem’ diyorsa devlet devreye girmelidir. Biz 39 bin liranın altındaki bir rakamı kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, talebini 45.000 TL olarak belirtti ve “İşverenlerin yükü için devlet gerekli desteği sağlamalı” dedi.
DEM Parti eş‑genel başkanı Tülay Hatimoğulları, en yüksek rakamı 46.000 TL olarak açıkladı: “Asgari ücret en az 46 bin lira olmalı. Ayrıca yıl içinde enflasyona göre ve yoksulluk sınırının yarısından az olmayacak şekilde güncellenmelidir.”
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, brüt asgari ücretin 40.000 TL ve net ücretin 35.000 TL altında olmaması gerektiğini söyledi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 2026 yılı için asgari ücreti en az 33.000 TL olarak hedefledi, “Geçmişten kalan hak, bu yılki enflasyon ve refah payını eklediğimizde en az yüzde 50 artış gerekiyor” dedi.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, enflasyon ve önceki zam oranlarını hesaplayarak asgari ücretin 33.500 TL olması gerektiğini savundu.

Türkiye’de son yıllarda enflasyon oranları çift haneli seviyelere ulaşmış, hanehalkı gelirleri ise aynı oranda artamamıştır. Uzmanlar, asgari ücretin enflasyonla uyumlu bir şekilde düzenlenmesinin sosyal istikrar için kritik olduğunu vurguluyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2025 ortalama enflasyonun %30‑31 seviyelerinde seyretmesi bekleniyor. Bu bağlamda, muhalefet partileri zam taleplerini sadece bir rakam olarak değil, enflasyonun gerçek etkilerini dengeleyen bir politika çerçevesi içinde sunuyorlar.
Hükümet, zam taleplerine karşı temkinli bir tutum sergileyerek, “İstikrar ve sürdürülebilir büyüme” ilkeleri doğrultusunda bir değerlendirme yapılacağını belirtti. 12 Aralık’ta başlayacak komisyon toplantısının ardından, asgari ücretin brüt ve net değerleri resmi bir raporla açıklanacak. Bu süreçte, işveren sendikaları ve sivil toplum örgütlerinin de görüşleri alınacak.
2025 genel seçimleri yaklaştıkça, asgari ücret tartışması seçim kampanyalarının da merkezine oturmuş durumda. Partiler, düşük gelirli seçmen kesimine doğrudan hitap eden vaatlerle oy kazanmayı hedefliyor. Bu durum, zam taleplerinin sadece ekonomik bir gereklilik değil, aynı zamanda siyasi bir strateji olarak da değerlendirilebileceğini gösteriyor.
Asgari ücretin belirlenmesi, sadece bir sayı değil, milyonlarca çalışan ve aile için yaşam standardının belirleyicisi olacak. Muhalefet partilerinin farklı rakamlar önermesi, hükümetin karar sürecinde geniş bir görüş yelpazesinin dikkate alınacağını gösteriyor. 12 Aralık’taki komisyon toplantısının sonucunda ortaya çıkacak rakamlar, hem ekonomik istikrar hem de sosyal adalet açısından kritik bir dönüm noktası olacak.