Tarım ve Orman Bakanlığı, geçen yıl Antalya’nın 400 balıkçının geçimini sağladığı balıkçı barınağına üç kişilik bir kayyum heyeti atadı. Atamanın mahkemenin yalnızca olağanüstü toplantı düzenleme yetkisi vermesiyle sınırlı olduğu, ancak heyetin seçime gitmediği ve yönetime devam ettiği iddia edildi.


Kayyum heyetinin görevi, kooperatif genel kurulunun yapılmasını ve yöneticilerin tespit edilmesini sağlamak olarak belirlendi. Ancak bir yıl geçmesine rağmen bu heyet, barınağın idaresinde kalmaya devam ediyor.
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, TBMM’de Tarım Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında konuyu gündeme taşıdı. Arı, “Orada görev yapan önceki yönetici arkadaşlar görevlerine iade edilmelidir. Aksi halde ortada hukuksuz bir durum söz konusudur.” diyerek kayyumun görevine devam etmesinin yasal bir temele dayanmadığını belirtti.
Geçtiğimiz akşam, barınakta yıldırım çarpması sonucu 3 balıkçı teknesi alev aldı ve tamamen küle döndü. Olay anına tanık olan bir balıkçı, Haberler.com WhatsApp İhbar Hattı’na şöyle bildirdi: “Yangın hidrantları çalışmıyordu, itfaiye müdahalesine engel olacak şekilde tekneler karaya alınmıştı, gece nöbetçi personel yoktu ve kameralar kapalıydı. Tüm bunların sorumlusu bir yıldan beri barınakta bulunan hukuksuz kayyum yönetimidir.”
Balıkçılar Kooperatifi Başkanı Cemal Talas ise yangının boyutlara ulaşmasında kayyum yönetiminin birincil sorumlu olduğunu vurguladı. Talas, “Mahkeme kararları ortadayken bu ısrarın tek mantıklı açıklaması, önceki mahkeme sonuçlarını bozmaktır. Antalya Balıkçı Barınağı’nı neden bu kadar almak istiyorlar? Barınağı marinaya çevirmek için kimlere söz verildi?” şeklinde sorular yöneltti.
Barınağın marinaya dönüştürülmesi iddiaları, yerel iş dünyası ve bazı siyasi figürler arasında uzun süredir spekülasyon konusu. Önceki yöneticilerin kayyum atanmasına gerekçe gösterilerek mahkeme tarafından beraat ettirilmiş olması, yeni bir müdahale mekanizması oluşturmak isteyen kesimlerin stratejik bir hamle yaptığı şüphesini doğuruyor.
Ekonomik açıdan bakıldığında, 400 balıkçının geçimini sağlayan barınağın kapanması ya da yapısal dönüşümü, bölge ekonomisinin balıkçılık sektörü üzerindeki bağımlılığını derinden etkileyebilir. Yerel esnaf, turizm sektörü ve ilgili tedarik zincirleri, bu belirsizlikten zarar görebilir.
Siyasi boyutu ise kayyum atamaları ve yerel yönetimlerin müdahaleleriyle ilgili daha geniş bir tartışmayı gündeme taşıyor. CHP ve diğer muhalefet partileri, bu tür atamaların şeffaflık ve yasal dayanak eksikliği üzerine eleştirilerini sürdürüyor. Olay, Antalya’da ilerleyen günlerde mahkeme kararları, olası denetimler ve marina projeleri üzerine yeni bir kamuoyu tartışması yaratabilir.