Uluslararası Enerji Ekonomisi Derneği (IAEE) Orta Doğu ve Orta Asya (MECA) Konferansı Bilimsel Program Komitesi Başkanı Prof. Dr. Görkem Üçtuğ, Antalya’da düzenlenen konferansta Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hızlı ilerleyişini vurguladı. Konferans, bölgedeki enerji politikalarının dönüşümüne ışık tutacak bir platform olarak 1,5 yıl süren hazırlıklarla hayata geçirildi.

Üçtuğ, zirvede enerjinin dönüşümü, finansmanı, erişimi, güvenliği ve sürdürülebilirliği gibi bütüncül bir bakış açısıyla ele alındığını belirtti. Enerjinin kritik ve stratejik bir sektör hâline gelmesi, hem ulusal hem de bölgesel politikaların yeniden şekillenmesini zorunlu kılıyor. Bu bağlamda, yenilenebilir enerji yatırımlarının finansman modelleri ve kamu‑özel işbirlikleri detaylı olarak tartışıldı.
Türkiye’nin fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçişini adil bir süreç olarak tanımlayan Üçtuğ, bu dönüşümün toplumsal eşitliği sağlamak ve bölgesel dinamikleri göz önünde bulundurmak açısından kritik olduğunu vurguladı. “Dönüşümün yaratacağı olası etkileri nasıl yöneteceğimiz, sürdürülebilirliğin farklı coğrafyalar arasında nasıl etkileşime gireceği ve küresel politik gelişmelerin enerji piyasalarını nasıl şekillendireceği” sorularının konferans sonrası sonuç bildirgesinde yanıt bulacağını ifade etti.
Üçtuğ, “Türkiye, son dönemde yaptığı yatırımlarla özellikle enerji bağımsızlığı alanında ciddi adımlar atıyor” diyerek, yenilenebilir enerjiye verilen ağırlığın dışa bağımlılığı azalttığını belirtti. Avrupa Birliği ile ticari ilişkilerin sürdürülebilirlik temalı gereklilikleri, Türkiye’nin enerji portföyünü daha temiz, daha güvenilir ve daha ekonomik hâle getirme yönündeki baskıyı artırıyor. Bu süreçte nükleer enerji ve yeni doğal gaz keşiflerinin de enerji karışımına olumlu katkı sağlayacağı öngörülüyor.
Türkiye’nin 2053 vizyonu, yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimindeki payını %70‑80 seviyelerine çıkarmayı hedefliyor. Üçtuğ, “Rüzgar ve güneş alanında çok ciddi rakamlara ulaştık; ilerleyen yıllarda bu rakamların daha da artmasını bekliyoruz” diyerek, sektördeki büyüme ivmesinin sürdürülebilir bir politika çerçevesiyle desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, nükleer enerjinin portföye eklenmesi ve yeni doğal gaz sahalarının keşfiyle enerji güvenliğinin hem maliyet hem de çevresel açıdan iyileştirileceği öne sürüldü.
Üçtuğ’un açıklamaları, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki hızlı adaptasyon yeteneğini ve stratejik vizyonunu ortaya koyuyor. Bölgesel ve küresel dinamiklerin değişken olduğu bir dönemde, enerji politikalarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması, hem ekonomik büyümeyi destekleyecek hem de çevresel hedeflerle uyumlu bir gelecek inşa edecektir.