Türkiye’nin Terörsüz Geleceği İçin Dikkatli Olmalıyız

Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe ulaşması, sadece güvenlik güçlerinin başarısı değil, toplumun bütünleşik tutumu ve duyarlılığıyla mümkün olabilir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın’ın Açıklamaları

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, ülkemizin terörle mücadele sürecinin giderek daha hassas bir aşamaya geldiğini vurguladı. “Terörün sona ermesi, sadece askeri operasyonlarla değil, toplumsal iklimin doğru yönlendirilmesiyle mümkün olacaktır.” diyerek, bu sürecin toplumsal dayanışma ve sorumlu iletişimle desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Son günlerde medyada ve kamuoyunda yaşanan tartışmaların, sürecin gereksiz bir gerilime sürüklenmesine neden olduğunu ifade eden Aydın, şu sözlerle uyarıda bulundu: “Hepimiz biliyoruz ki bu ülkede kanın akmasından, gözyaşından nemalanan odaklar her dönem oldu. Bugün de gerek açık şekilde, gerekse ‘iyi niyetli eleştiri’ kisvesi altında süreci baltalamak isteyenler var. Ancak bilmeleri gerekir ki bu defa Allah’ın izniyle başaracağız.”

Bu bağlamda, komisyonun görev alanı, kapalı oturumların şeffaflığı ve dış müdahaleler gibi konuların sıkça gündeme getirildiğini, fakat sürecin temel amacının “terörün tamamen ortadan kaldırılması ve Türkiye’nin huzurunun teminat altına alınması” olduğunu vurguladı. Aydın, dışarıdan gelen İsrail ve benzeri odakların bölgesel mühendislik girişimlerinin manipülasyonlarına karşı uyanık olunması gerektiğini, “Süreç, dışarıdan zehirlenmek isteniyor. Buna karşı çok dikkatli olmalıyız” şeklinde uyarıda bulundu.

İlerleyen süreçte, ne kirli müdahalelerle yavaşlaması ne de kontrolsüz bir hızla savrulması gerektiğini hatırlatan Aydın, devlet aklının rehberliğinde, planlı ve dengeli bir ilerlemenin zorunlu olduğunu dile getirdi. Bu çerçevede, toplumsal dayanışmanın, medyanın sorumlu tutum sergilemesinin ve vatandaşların bilinçli bir iletişim içinde olmasının kritik olduğu vurgulandı.

Son olarak, birlik ve dayanışma çağrısında bulunan Aydın, “Allah’ın izniyle, birlik içinde yükselen güçlü bir Türkiye’nin arifesindeyiz” diyerek, ülkenin geleceğine dair umut dolu bir vizyon çizdi. Bu mesaj, yalnızca güvenlik politikası açısından değil, aynı zamanda toplumsal bütünleşme ve ulusal kimliğin güçlendirilmesi açısından da büyük bir öneme sahiptir.