Iğdır’da Doğalgaz Çalışmalarına Tepki

Iğdır Karaağaç Mahallesi’nde Doğalgaz Çalışmalarına Yönelik Vatandaş Tepkisi

Karaağaç Mahallesi’nin bazı sokaklarında doğalgaz hattı çekilirken, bir anda durdurulması bölgeyi büyük bir mahrumiyet içinde bıraktı. Mahalle sakinleri, “Doğalgazın bir an önce gelmesini istiyoruz” diyerek, hem havadaki kirlenmenin hem de ısıtma sorununun acil bir çözüm gerektirdiğini vurguladı.

Mahalle Sakinlerinin İddiaları

Mahalle sakini Kemal Eray, “Karaağaç Mahallesi’nin yarısında doğalgaz var, diğer yarısında yok. Burası mahrumiyet bölgesi gibi olmuş. Hava kirliliği yüzünden dışarı çıkamıyoruz. Saat 17.00 olduğunda her yeri sis basıyor” şeklinde konuştu. Eray, “Kaliteli kömür kullanın” yönündeki yetkililerin tavsiyelerinin işe yaramadığını, havanın daha da kötüleştiğini ve günlük yaşamın kısıtlandığını belirtti.

Yan komşusu Hamit Eray ise, “Evimde hasta var, komşum hasta. Hava kirliliği sağlık sorunlarını artırıyor. Doğalgazla evimiz arasında sadece 500 metre mesafe var, biz tezek ve odun yakıyoruz” diyerek, bölgedeki sağlık risklerine dikkat çekti. Iğdır’ın ülke genelinde en yüksek hava kirliliği oranına sahip şehirlerden biri olduğunu hatırlatan Hamit, “Doğalgazın gelmesini istiyoruz. Çalışma neden durduruldu bilmiyoruz. Yarıda bırakıp gittiler, devam etmesini istiyoruz” dedi.

Yetkililere ve Doğugaz’a Çağrı

Mahalle sakinleri, Doğugaz ve ilgili belediye birimlerinden çalışmanın acilen yeniden başlatılmasını, eksik kalan hatların tamamlanmasını talep ediyor. “Hava kirliliğinden dolayı huzurumuz kalmadı. Saat 17.00’den sonra dışarı çıkamıyoruz. Yetkililerden çözüm istiyoruz” diyen vatandaşlar, yerel yönetimin çevre sağlığı ve enerji güvenliği konularında sorumluluk almasını bekliyor.

Uzmanlar, özellikle kış aylarında doğalgaza geçişin, kömür yakımından kaynaklanan partikül madde (PM) seviyelerini %40-50 oranında azaltabileceğini, böylece solunum yolu hastalıklarının önüne geçilebileceğini belirtiyor. Iğdır’da hâlihazırda solunum yolu hastalıkları ve kronik akciğer rahatsızlıkları oranının ülke ortalamasının üzerinde olduğu göz önüne alındığında, bu talep sadece bir konfor meselesi değil, aynı zamanda bir sağlık sorunu olarak da değerlendirilmeli.