İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İZENERJİ, İZELMAN, İZFAŞ, EGEŞEHİR ve İZTEK iştiraklerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, haklarının uzun süredir yatırılmadığını, maaşlarının eksik geldiğini ve iade edilen çalışanların işbaşı yapamadığını gerekçe göstererek 4 Eylül’de eyleme başladı.


İlk gün, Konak Pier’in önünde toplanan işçiler, sloganlarla Kültürpark 9 Eylül kapısına doğru yürüdü ve şehrin merkezinde büyük bir görünürlük sağladı. Eylem, aynı gün içinde DİSK/Genel-İş İzmir’in 1, 2, 3 ve 9 numaralı şubelerinin desteğiyle örgütlendi ve işçi sayısı hızla 23 bine ulaştı.
DİSK/Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül, basına yaptığı açıklamada, “İnsanların 90‑200 bin lira arasında alacakları var; bu tutarlar ödenmediği sürece işçilerin eyleme devam etmesi doğal” dedi. Gül, dört gün süren baskı ve tehditlere rağmen işçilerin “boyun eğmediğini” vurguladı ve “Masamızın kurulması, ödeme takviminin netleştirilmesi” gerektiğini yineledi.
DİSK/Genel-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Engin Topal ise maaşların üç taksite bölünerek ödenmesine karşın, su, elektrik ve doğalgaz faturalarının tek taksite yattığını belirterek, “Neden biz 3 taksite bölünmüş maaş alırken aynı taksitle faturalar ödeyemiyoruz?” sorusunu yöneltti.
Genel-İş 3 No’lu Şube Başkanı Serap Yılmaz ise, “İşçilerin mücadelelerini siyasi emellerin aletine çevirmeyin” diyerek, işçilerin “ekmek” temin etmek için sokakta olduğunu ve belediye yetkililerinin “işçiye sahip çıkması” gerektiğini vurguladı.
DİSK/Genel-İş İzmir 9 No’lu Şube Başkanı Sedat Kenar ise, ödeme takvimi talebinin hâlâ karşılanmadığını, “Masalar çalışmıyor, biz ise borçlarımızı ne zaman ödeyeceğimizi bilmek istiyoruz” diyerek, bürokratların sorumluluğunu eleştirdi.
Eylemin devam etmesi, İzmir’in enerji, su ve altyapı hizmetlerinde geçici aksaklıklara yol açabilir. Uzmanlar, işçilerin haklarını almadıkları takdirde motivasyon kaybının hizmet kalitesini düşürebileceği uyarısında bulunuyor. Bunun yanı sıra, belediye bütçesindeki tasarruf ve harcama planları da işçi talepleriyle yeniden gözden geçirilebilir.
Türkiye genelinde benzer toplu iş sözleşmesi (TİS) uyuşmazlıkları, özellikle büyükşehir belediyelerinde sıkça görülmekte. 2022‑2023 yıllarında İstanbul, Ankara ve Antalya’da da benzer boyutta işçi eylemleri gerçekleşmiş, sonunda işveren‑işçi müzakereleriyle anlaşma sağlanmıştır. İş kanunu çerçevesinde işçilerin haklarını yasal yollardan savunma hakkı bulunduğu belirtilirken, uzun süren eylemler genellikle mahkeme süreçlerine de taşınabilmektedir.
İşçilerin taleplerinin karşılanıp karşılanmayacağı, belediye yönetiminin ve DİSK’in müzakere sürecine ne kadar hızlı yanıt vereceğiyle şekillenecek. Uzmanlar, ödemelerin takvimle kesinleşmesi ve iade edilen çalışanların işe alımının hızlandırılması durumunda eylemin sona erebileceğini öngörüyor. Ancak, görüşmelerde ilerleme kaydedilmezse işçilerin günlük eylem ve geçici grev gibi ek adımlara başvurması muhtemel.