Türkiye‑İrak Ekonomik İlişkileri Yeni Döneme Giriyor

İrak Büyükelçisi Majed Al‑Lachmawi ve ULUSKON Başkanı Emine Atasoy, Ankara’da gerçekleşen görüşmede Türkiye‑İrak ekonomik ilişkilerinin kapsamını genişletecek yeni projeler ve ortak çalışma grupları hakkında stratejik bir yol haritası oluşturdu.

Görüşmenin Ana Hatları

Majed Al‑Lachmawi ve Emine Atasoy “Türkiye‑İrak iş dünyasının ortak adımlarla çok daha geniş bir ekonomik alana ulaşabileceğine inanıyoruz” diyerek, iki ülke arasındaki mevcut ticaret hacminin artırılması ve yeni sektörlerde iş birliğinin kurulması gerektiğini vurguladı. Görüşmede, enerji, altyapı, tarım, turizm ve dijital ekonomi gibi kritik sektörlerde ortak yatırım fırsatları masaya yatırıldı.

Atasoy, ULUSKON çatısı altında kurulacak iş birliği platformlarının, KOBİ’lerin sınır ötesi pazarlara açılmasını kolaylaştıracağını belirtti. Ayrıca, Irak’taki özel sektör temsilcileriyle düzenlenecek “İkili İş Günü” etkinlikleri sayesinde, Türk firmalarının Irak pazarına giriş süreçlerinin hızlandırılması hedefleniyor.

Ziyaret Programı ve İleriye Yönelik Planlar

Görüşmenin bir diğer önemli maddesi, Atasoy’un önümüzdeki aylarda Irak’a yapacağı resmi ziyareti planlamak oldu. Büyükelçi Al‑Lachmawi, ziyaretin sadece diplomatik bir buluşma olmayıp, aynı zamanda yatırım projelerinin sahada test edilmesi, ortak çalışma gruplarının kurulması ve potansiyel finansman kaynaklarının değerlendirilmesi amacıyla tasarlandığını ifade etti.

Program kapsamında, “Türkiye‑İrak Ekonomik Forumu” adı altında bir dizi seminer, iş eşleştirme oturumu ve saha gezileri düzenlenecek. Bu etkinlikler, hem kamu hem de özel sektörden temsilcilerin bir araya gelerek, karşılıklı fayda sağlayacak projeleri somutlaştırmasına olanak tanıyacak.

İki Tarafın Ortak Kararı

Toplantının sonunda, taraflar ticaret hacmini %15 artırma hedefi ve yeni yatırım projeleri için yıllık 500 milyon dolar bütçe ayırma konusunda mutabık kaldı. Ayrıca, ortak çalışma gruplarının kurulması, düzenli raporlamalar ve yıllık değerlendirme toplantılarıyla sürecin şeffaflığı sağlanacak.

Bu anlaşma, bölgesel ekonomik entegrasyonun güçlenmesi ve Ortadoğu‑Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde yeni bir iş birliği modeli oluşturulması açısından kritik bir adım olarak görülüyor.