Finans ve Reel Sektörün Birlikte Büyümesi: Cevdet Yılmaz’dan Kritik Açıklamalar

Finans ve Reel Sektörün Birlikte Büyümesi: Cevdet Yılmaz’dan Kritik Açıklamalar
Yayınlama: 11.12.2025
9
A+
A-

Finans ve Reel Sektörün Birlikte Büyümesi: Cevdet Yılmaz’dan Kritik Açıklamalar

İstanbul’da gerçekleşen 5. Finansın Geleceği Zirvesi ve Para Sohbetleri programı, Turkuvaz Medya Merkezi’nde başladı. Zirveye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açılış konuşmasıyla giriş yaptı ve ardından Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, BDDK Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun ve Turkuvaz Medya Marka ve Pazarlama Grup Başkanı Sinan Köksal gibi isimler katkıda bulundu.

Zirveye Katılanlar ve Konuşma Başlıkları

Yılın en kapsamlı finans ve ekonomi etkinliklerinden biri olan bu zirvede, Finansın geleceği, reel sektörün sürdürülebilirliği ve küresel makroekonomik eğilimler üzerine derinlemesine analizler yapıldı. Katılımcılar, Türkiye’nin mevcut ekonomik istikrarını korurken yeni büyüme motorları oluşturması gerektiğine dikkat çekti.

Dünya Ekonomisi ve Ticaret Görünümü

Cevdet Yılmaz, “Son 22 yılın ortalamasına bakıldığında, 2022‑2023 yıllarında dünya ekonomisi yıllık %3,5 büyüme kaydetti. IMF tahminlerine göre 2025‑2026’da bu büyüme %3,1‑%3,2 bandına gerileyecek” ifadeleriyle, küresel büyümenin yavaşladığını ancak hâlâ fırsatlar sunduğunu belirtti. Ticaret hacmindeki yıllık %3 artış beklentisi de vurgulanarak, tarihsel %4,1 ortalamanın gerisinde kalındığına işaret edildi.

Özellikle 2030‑lu yıllara doğru dünya ticaretinin büyüme oranının, dünya büyümesinin üzerine çıkması bekleniyor. Bu durum, ülkelerin dış ticaret politikalarını yeniden şekillendirmeleri gerektiğini ortaya koyuyor.

2025‑2026 Yıllarında Türkiye İçin Öngörüler

Yılmaz, “2025’e göre 2026’da Türkiye için nispeten daha olumlu bir ortam bekliyoruz” diyerek üç temel faktöre değindi:

  • Ticaret ortaklarının büyüme performansı: %70’i AB ve MENA (Kuzey Afrika‑Orta Doğu) bölgesinden gelen ihracat, bu bölgelerin ekonomik toparlanmasıyla artacak.
  • Döviz kuru yerine dış ticaret partnerlerinin sağlığı: “Kur, tartışılan bir konu ama dış ticaretin gerçek belirleyicisi, partner ülkelerin büyümesidir.”
  • Finansal istikrar ve enflasyon yönetimi: “Finans sektörü güçlendikçe reel sektörün önü açılır.”

Dünya Finansal Koşulları ve Emtia Fiyatları

Dünya genelinde enflasyonun yavaş düşüş trendi, faiz oranlarının küresel ölçekte gerilemesi ve emtia fiyatlarının (özellikle petrol) daha ılımlı bir seyir izlemesi, Türkiye’ye olumlu sinyaller gönderiyor. Yılmaz, “Geçen yıl sadece enerjiye 60 milyar dolar harcadık; daha ılımlı fiyatlar bütçemizi rahatlatacak” diye ekledi.

Finansal İstikrar Önceliği

Türkiye, pandemi ve jeopolitik riskler sonrası finansal piyasalarında yeni baskılar gördü. Yılmaz, “Şu anki önceliğimiz finansal istikrarı sağlamak, enflasyonu kontrol altına almak ve bu süreçte oluşan ekonomik kapasiteyi korumak” şeklinde bir yol haritası çizdi.

Enflasyonla Mücadelede Çok Boyutlu Yaklaşım

Enflasyonla mücadele sadece para politikasıyla sınırlı kalmayacak. Katı para politikası, mali disiplin, tasarruf tedbirleri, yapısal dönüşümler ve enerji ile iklim politikaları bir arada kullanılacak. Özellikle konut ve gıda fiyatlarındaki baskıların hafifletilmesi, düşük gelirli hanehalkının satın alma gücünü korumaya yardımcı olacak.

Türk Finans Sektörünün Dayanıklılığı

Yılmaz, “Bankacılık sektörü aktif büyüklükte 44,1 trilyon TL, krediler 21,6 trilyon TL, mevduat 25,4 trilyon TL seviyelerine ulaştı” diyerek sektörün büyüklüğünü vurguladı. Sermaye yeterlilik oranının %18,9 olması, yasal minimum %8’in çok üzerindedir ve bu, sektörün olası şoklara karşı dayanıklılığını gösteriyor.

Reel ve Finans Sektörünün Bütüncül Görüşü

Yılmaz, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Reel sektör‑finans sektörü birbirinin rakibi değil, birbirini tamamlayan iki parçadır. Reel sektör ne kadar güçlü olursa, finans sektörü için sağlam bir zemin oluşur; finans sektörü ne kadar gelişirse, reel sektörün önü açılır.” Bu bütüncül bakış açısının kısa vadeli çıkar çatışmalarının ötesinde, sürdürülebilir büyüme için kritik olduğu vurgulandı.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.