ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri (USCIS), resmi web sitesinde yayınladığı bir notta, “kapsamlı bir inceleme yapılana kadar, başvuru sahibinin uyruğu ne olursa olsun, tüm I‑589 formları ve ilgili yardım talepleri askıya alınmalıdır” şeklinde bir talimat verdi. Bu karar, Trump yönetiminin 5 Haziran’da imzaladığı başkanlık kararnamesiyle uyumlu bir adım olarak görülüyor.
USCIS yetkilileri, bu önlemin ulusal güvenlik kaygılarını ve göçmenlik sistemindeki olası suistimalleri önlemek amacıyla alındığını belirtti.


Trump’ın başkanlık kararnamesi kapsamında daha önce Afganistan, Myanmar, Çad, Kongo Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Eritre, Haiti, İran, Libya, Somali, Sudan ve Yemen vatandaşlarının ABD’ye seyahati yasaklanmıştı. Buna ek olarak Burundi, Küba, Laos, Sierra Leone, Togo, Türkmenistan ve Venezuela da “yüksek riskli” olarak sınıflandırılmış ve seyahat kısıtlamalarına tabi tutulmuştu. Toplamda 19 ülke, USCIS’in yeni talimatı kapsamında **iltica başvurularının** ve **göçmenlik yardım taleplerinin** askıya alınacağı ülke grubu olarak tanımlandı.
Bu karar, hem iç hem de dış politikada geniş yankı uyandırdı. İnsan hakları örgütleri, yüksek riskli ülke sınıflandırmasının şeffaflık eksikliği ve göçmen haklarının ihlali riski taşıdığına dikkat çekti. Öte yandan, bazı Kongre üyeleri ve göçmenlik savunucuları, kararın yasal dayanaklarının ve sürecin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savunuyor.
Ekonomik açıdan ise, ABD’ye gelen göçmen sayısının azalması bazı sektörlerde iş gücü sıkıntısına yol açabilir. Özellikle tarım ve sağlık hizmetleri gibi düşük vasıflı iş gücüne bağımlı sektörlerde daralmalar yaşanabilir.
USCIS, “kapsamlı bir inceleme” sürecinin tamamlanmasının ardından kararın revize edilebileceğini belirtti. Bu süreçte, başvuru sahiplerinin haklarını koruyan geçici hukuki çözümler ve mahkeme kararları da gündeme gelebilir. Gözler, Trump yönetiminin bu politikayı ne kadar süreyle sürdüreceği ve olası bir sonraki adımın ne olacağı üzerinde.