ABD G20 Zirvesi’ne Katılmayacak

G20 Zirvesi ve ABD’nin Kararı

22-23 Kasım tarihleri arasında Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinde gerçekleştirilecek 20’nci G20 Liderler Zirvesi, dünya ekonomisinin ve uluslararası ilişkilerin şekillenmesinde kritik bir rol oynuyor. Bu yılki zirve, iklim değişikliği, ticaret reformları ve küresel güvenlik konularını gündeme alacak. ABD’nin bu önemli platformda resmi görüşmelere katılmama kararı, hem diplomatik çevrelerde hem de uluslararası piyasalarda büyük yankı uyandırdı.

Beyaz Saray Açıklaması

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, düzenlediği basın brifinginde, “ABD, Güney Afrika’da düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi’ndeki resmi görüşmelere katılmayacaktır” ifadesiyle duruşunun değişmediğini vurguladı. Leavitt, aynı zamanda “Duruşumuzda herhangi bir değişiklik olmadığını memnuniyetle belirtebilirim” diyerek kararın kesin olduğunu belirtti.

Güney Afrika Liderinin Açıklamaları ve ABD’nin Tepkisi

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, ABD ile zirveye katılım konusunda görüşmeler yapıldığını söylemişti. Leavitt, Ramaphosa’nın sözlerine karşılık, “Leavitt, Ramaphosa’nın ABD ile ilgili açıklamasında kullandığı bazı ifadelerden rahatsız olduklarını ve bu rahatsızlığı kendilerine ilettiklerini” ekledi. Bu açıklama, iki ülke arasındaki diplomatik gerilimin bir kez daha su yüzüne çıkmasına neden oldu.

Donald Trump’ın Önceki İlanı

ABD Başkanı Donald Trump, seçim sonrası dönemde ülke içinde yaşanan beyazlara karşı şiddet eylemlerini “G20 Liderler Zirvesi’nde yer almayacağım” şeklinde bir gerekçe göstererek, uluslararası arenada da aynı tavrı sürdüreceğini duyurmuştu. Bu bağlamda, Trump’ın açıklaması, ABD’nin dış politikadaki izole bir tutuma yöneldiğinin sinyallerini verdi.

Uluslararası ve Ekonomik Yansımalar

Uzmanlar, ABD’nin zirveye katılmama kararının G20’nın karar alma mekanizmalarını zayıflatabileceği ve özellikle ticaret anlaşmaları, iklim politikaları ve küresel finansal düzenlemeler üzerinde gecikmelere yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Aynı zamanda, Avrupa Birliği ve Asya‑Pasifik ülkelerinin, ABD’nin eksikliği karşısında daha aktif bir rol üstlenebileceği ihtimali de gündeme geldi.