New York, 2025 Kasım’da gerçekleşen bir müzayede ile sanat dünyasının en çarpıcı satışlarından birine sahne oldu. 18 ayar altın tuvalet, “Amerika” ismiyle tanıtıldı ve 12,1 milyon dolar gibi çarpıcı bir rakama alıcı buldu. Satışa katılan kalabalık ve medya, bu fiyatın sanat piyasasında yeni bir kilometre taşı olduğunu vurguladı.

Sanatçı Maurizio Cattelan, eseriyle ABD’deki aşırı zenginliği ve tüketim kültürünü hicvetmeyi amaçladığını söyledi. Müzayede öncesinde yaptığı açıklamada, “İster 200 dolarlık bir öğle yemeği yiyin, ister 2 dolarlık bir sosisli sandviç, sonuç tuvalet açısından aynıdır” ifadelerini kullandı. Bu sözler, altın tuvaletin sadece bir lüks obje olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir eleştiri olduğunu ortaya koyuyor.
Bu tuvalet, Cattelan’ın 2016 yılında yaptığı iki altın tuvaletten biriydi. Diğer parça, aynı yıl New York’taki Guggenheim Müzesi’nde sergilendi ve daha sonra İngiltere’deki Blenheim Sarayı’nda çalındı. Çalınan parçanın hâlâ bulunamadığı ve muhtemelen eritildiği iddia ediliyor. Olay, sanat dünyasında altın gibi değerli materyallerin güvenliği konusunu yeniden gündeme taşıdı.
Cattelan’ın “duvara bantlanmış bir muz” olarak bilinen Comedian adlı eseri, 2024 yılında aynı müzayedede 6,2 milyon dolara satılmıştı. Bu satış da, sanatçıların provokatif ve medyatik eserlerinin yüksek fiyatlarla alıcı bulabilmesinin bir diğer örneği oldu.
Altın tuvaletin bu kadar yüksek bir fiyata satılması, hem sanat piyasasında hem de genel ekonomi haberlerinde geniş yankı uyandırdı. Uzmanlar, bu tür satışların zengin koleksiyoncuların ve yatırımcıların sanat eserlerini değer saklama aracı olarak görmesinin bir göstergesi olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda, eserle ilgili toplumsal eleştiri mesajının da medyada geniş yer bulması, sanatın kamuoyundaki etkisini artırıyor.