ABD’den Doğu Pasifik’te Uyuşturucu Teknesine Ölümcül Saldırı: 4 Kişi Hayatını Kaybetti

ABD, Doğu Pasifik’te uyuşturucu taşıdığı iddiasıyla bir tekneye saldırı düzenleyerek dört kişiyi öldürdü.

Operasyonun Ayrıntıları

ABD Güney Komutanlığı (SOUTHCOM) tarafından Güney Mızrağı Operasyonu adı altında yürütülen görev gücü, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in talimatıyla “Terör Örgütü” olarak sınıflandırılan bir gruba ait tekneye uluslararası sularda ölümcül bir saldırı gerçekleştirdi.

Bu saldırı, Doğu Pasifik’te bilinen bir uyuşturucu kaçakçılığı rotasında hareket ettiği tespit edilen tekneye yönelikti. Saldırı sonucunda teknede bulunan dört erkek narko‑terörist öldürüldü.

Hedef Tekne ve Suçlamalar

ABD yetkilileri, hedef teknenin büyük miktarda yasa dışı uyuşturucu madde taşıdığını ve bölgedeki diğer suç şebekeleriyle bağlantılı olduğunu iddia ediyor. Açıklamada, “Teknede bulunan 4 erkek narko‑terörist öldürüldü” ifadesi yer aldı ve bu kişilerin uluslararası uyuşturucu trafiğini finanse eden bir terör örgütünün parçası olduğu belirtildi.

Bölgesel ve Uluslararası Yansımalar

Bu tür bir askeri müdahale, Doğu Pasifik’teki deniz güvenliği ve bölgesel istikrar üzerine yeni soru işaretleri doğurdu. Yakın komşu ülkeler ve bölgesel organizasyonlar, ABD’nin “uluslararası sularda” tek bir ülkenin tek taraflı eylemi olarak nitelendirilmesinin hukuki çerçevesini sorguluyor. Özellikle denizcilik hakları ve uluslararası hukuk uzmanları, bu tür operasyonların önceden uluslararası bir çerçeve içinde onaylanması gerektiğini vurguluyor.

ABD’nin Uyuşturucu ile Mücadele Stratejisi

ABD, son yıllarda Asya‑Pasifik bölgesinde uyuşturucu kaçakçılığına karşı daha agresif bir tutum sergiliyor. Güney Mızrağı Operasyonu gibi planlar, deniz yoluyla taşınan kokain ve sentetik uyuşturucuların önlenmesi amacıyla deniz kuvvetlerinin yeteneklerini artırmayı hedefliyor. Geçmişte benzer operasyonlar, Filipinler ve Endonezya sularında da yürütülmüş, ancak bu seferki saldırı, doğrudan “terör örgütü” tanımlamasıyla daha yüksek bir askeri profil taşıyor.

Eleştiriler ve Beklentiler

İnsan hakları örgütleri, sivillerin korunması ve orantısız güç kullanımı konularında endişelerini dile getiriyor. Ayrıca, operasyonun şeffaflık eksikliği ve ilgili kişilerin kimliklerinin açıklanmaması, kamuoyunda şüphe uyandırdı. Uzmanlar, bölgedeki istikrarın korunması için çok taraflı işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.