Beş yıl önce kurulan 500 kW fotovoltaik güneş enerjisi santrali, üniversitenin elektrik tüketiminin neredeyse yarısını yenilenebilir kaynaklardan sağlamasına imkan tanıdı. Bu sistem, “500 kilovatlık sistem kendini amorti etti ve kar etmeye başladı” şeklinde rektör Prof. Dr. İlhami Gülçin’in vurguladığı gibi, kısa sürede ekonomik bir başarı elde etti.
Yıllık tasarruf yaklaşık 5 milyon TL olarak hesaplanmış ve 2023 sonuna kadar yatırımının tamamını geri kazandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 3,5 milyon dolar destek paketini kullanarak, üniversite 1 megavat (1000 kW) kapasiteli yeni bir güneş enerjisi santrali kurmayı planlıyor. Bu, mevcut sistemin iki katı güç anlamına geliyor ve kampüsün tüm enerji ihtiyacını karşılayacak seviyeye ulaşmasını sağlayacak.
Prof. Dr. Gülçin, “Eğer 2026’da sistemi kurarsak bu 2030’un başına kadar kendisini amorti eder” diyerek projenin uzun vadeli finansal sürdürülebilirliğine dikkat çekti.
Yeni santral, sadece üniversitenin enerji maliyetlerini düşürmekle kalmayacak, aynı zamanda bölgeye örnek olacak bir model sunacak. Karbon ayak izinin önemli ölçüde azalması ve yerel istihdamın artması bekleniyor. Gülçin, “Hem şehrimize hem de bölgemize örnek olmayı hedefliyoruz” sözleriyle projenin toplumsal etkisini vurguladı.
Bu girişim, Ağrı’nın Türkiye’nin en çok güneş alan illerinden biri olma potansiyelini de bir kez daha gözler önüne seriyor. Rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarının artması, bölgenin enerji bağımsızlığına katkı sağlayacak.
Üniversite, bu projeyle sadece kendi kampüsünü aydınlatmakla kalmayıp, Türkiye genelinde üniversitelerin sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşması için bir referans noktası olmayı amaçlıyor. Yenilenebilir enerjiye geçiş sürecinin hızlandırılması, akademik araştırmaların desteklenmesi ve genç nesillere çevre bilincinin aşılanması bu vizyonun temel taşları.
Projenin tam olarak hayata geçmesiyle birlikte, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, “Güneş enerjisiyle aydınlanan bir kampüs” sloganını gerçeğe dönüştürmüş olacak.