Ahmed Şara’ya parfüm sıkan Trump “Kaç eşin var?” diye sordu

ABD Başkanı Trump, Suriye Cumhurbaşkanı Şara’ya hediye ettiği parfüm şişesini uzatırken “Kaç eşin var?” sorusunu sordu; Şara’nın alımlı yanıtı ise diplomasi tarihine renk kattı.

Tarihî Zirve ve Diplomatik Atmosfer

ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Beyaz Saray’da iki ülkenin ilişkilerini yeniden tanımlamayı amaçlayan bir zirveye ev sahipliği yaptı. Görüşmenin gündemdeki en kritik konuları arasında bölgesel güvenlik, enerji işbirliği ve insani yardım paketleri yer alıyordu. Ancak toplantının resmi kısmının ardından gerçekleşen hediye takdimi, beklenmedik bir mizah anına sahne oldu.

Esprili Anlar ve Karşılıklı Şakalar

Trump, elindeki özel tasarım parfüm şişesini göstererek Şara’ya gülümseyen bir tavırla “İkincisi eşin için, kaç eşin var?” sorusunu yöneltti. Şara, diplomatik bir zerafetle “Tabii ki bir tane” yanıtını verdi ve ortamda hafif bir kahkaha dalgası oluştu. Sıra kendisine geldiğinde Şara, Trump’a Suriye kültürünü yansıtan el yapımı bir tarihi eser kopyası sundu ve aynı tonla “İkinci parça da First Lady için. Peki senin kaç eşin var?” diye sordu. Trump, “Şimdilik bir tane” diyerek karşılık verdi.

Uluslararası Basının ve Kamuoyunun Tepkileri

Bu beklenmedik diyalog, diplomasi tarihine mizahın gücü olarak nitelendirildi. Dünya çapındaki haber ajansları, toplantının ciddi içeriğinin ardından gelen bu espriyi “zirveye insani bir dokunuş” olarak öne çıkardı. Sosyal medyada ise “#TrumpŞaraMizah” etiketi binlerce kez paylaşıldı, bazı yorumcular ise bu tür şakaların diplomatik protokole zarar verebileceği görüşünü dile getirdi. Uzmanlar, liderlerin kişisel esprileriyle gerilimi azaltma potansiyelini vurgularken, diğerleri ise uluslararası ilişkilerde sınırların net çizilmesi gerektiğini savundu.

Gelecek Adımlar ve Beklentiler

Zirve sonunda, iki ülke lideri ortak bir basın açıklaması yaparak işbirliğini güçlendirme sözü verdi. Ancak esprili anların etkisi, gelecekteki diplomatik buluşmalarda daha dikkatli bir dil kullanımının gerekliliğini gündeme taşıdı. Bu olay, uluslararası sahnede bir kez daha “sözlerin gücü” kavramının ne kadar karmaşık olabileceğini hatırlattı.