AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından kameraların karşısına geçerek, ülkenin güvenliği ve terörle mücadele politikası üzerine kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Çelik, yaptığı konuşmada “Terörsüz Türkiye” vizyonunun yalnızca bir slogan olmadığını, devletin tüm kurumlarını kapsayan bütüncül bir strateji olduğunu vurguladı.

Çelik, odak noktasının PKK’nın bütün unsur ve uzantılarıyla silah bırakması olduğunu tekrarlayarak, bu hedefin gerçekleşmesi durumunda Türkiye’nin iç ve dış güvenliğinin kalıcı bir istikrar kazanacağını belirtti. “Aziz milletimiz müsterih olsun” diyerek, halkın güvenliğinin öncelikli olduğunu ve bu süreçte pazarlık payının olmadığını sözlerine ekledi.
Konuşmasında, sert ve yumuşak güç kombinasyonunun önemine değinen Çelik, “Dünyanın her yerinde ülkeler sert güç unsurlarını kullandığı gibi yumuşak güç unsurlarını da kullanırlar” ifadeleriyle, Türkiye’nin hem askeri hem de diplomatik araçlarla PKK’ya karşı kararlı bir tutum sergilediğini vurguladı. Hukuk devleti çerçevesinde, terör örgütünün faaliyetlerini engellemek için yasal prosedürlerin ve istihbarat çalışmalarıyla desteklenen bir yaklaşım benimsendiğini söyledi.
Eleştirmenlere ve süreçte farklı yöntem önerenlere yanıt olarak, Çelik “Biz retorikle ilgilenmiyoruz” diyerek, yalnızca somut adımların ve sonuçların önemli olduğunu belirtti. “Terör örgütünün kendi içinde, Türkiye’ye yönelik bir tehdit oluşturduğunu iddia edenlerin sözleri, fiili eylemlerle karşılaştırılamaz” şeklinde bir açıklama yaptı.
PKK’nın Suriye kolu olarak nitelendirilen SDG (Suriye Demokratik Grubu) konusuna da değinen Çelik, bu yapının “Terörsüz Türkiye” yaklaşımı dahilinde Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkması gerektiğini vurguladı. SDG’nin silah bırakması ve 10 Mart mutabakatına tam uyum sağlaması gerektiğini hatırlatarak, “Türkiye’nin milli güvenlik hassasiyetleri erteleme kabul etmez” diyerek kararlılığını yineledi.
Cumhur İttifakı içinde tam bir mutabakat sağlandığını dile getiren Çelik, “Kişiler değil, mesele” ifadesiyle, kişisel tartışmalardan ziyade bölgesel ve ulusal güvenliğin korunmasının öncelikli olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, hem bölgenin hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğinin teminatı olarak silah bırakma sürecinin tamamlanması gerektiğini belirtti.
Son olarak, Çelik, “Terörsüz Türkiye” hedefinin sadece bir slogan değil, son yüzyılda ortaya çıkan en güçlü yol haritası olduğunu ve bu yol haritasının Türkiye’nin ve bölgenin geleceğine yön vereceğini ifade etti. Bu çerçevede, tüm kurumların entegre bir stratejiyle çalıştığını ve terörün ülke gündeminden tamamen çıkarılması için kararlı bir mücadele yürütüleceğini sözlerine ekledi.