DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Konya’nın Çumra ilçesindeki Konya Şeker Fabrikası’nı ziyaret ederken, ülkenin tarım politikalarının köklü bir dönüşüm ihtiyacı içinde olduğunu belirtti. Fabrikada Pankobirlik Genel Başkanı Ramazan Erkoyuncu ile birlikte tesisleri inceleyen Babacan, “Avrupa’nın en büyük tarımsal üretim arazileri bizim, ama hâlâ bolluk içinde yokluk yaşıyoruz” diyerek, mevcut politikaların verimliliği düşürdüğünü vurguladı.
Babacan, 2026 bütçesinde faize ayrılan 2,7 trilyon lira kaynakların yarısının Türkiye’deki tüm sulama projelerinin tamamlanması için yeterli olacağını söyledi. “Barajlar, göletler, isale hatları, basınçlı kapalı sistemler, yağmurlama ve damlama… Bunların toplam maliyeti 1,3 trilyon lira. En geç beş yılda tamamlanabilir” ifadelerini kullandı.
Bu yatırımların hayata geçirilmesi, özellikle Konya Ovası gibi su kriziyle mücadele eden bölgelerde tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlayacak. Babacan, yeni açılan kuyularda 500 metreye inmeden yeterli su bulunamadığını belirterek, “Su yönetimi, önümüzdeki yılların en stratejik konusu olacak” dedi.


Babacan, tarım politikalarının yanında borç yapılandırma konusuna da odaklandı. Yozgat’ta borç nedeniyle güvercinlerin haczedildiğine dair bir haberden alıntı yaparak, “Toplumun geniş kesimlerini etkileyen borç sarmalının daha fazla derinleşmesine izin verilemez” şeklinde bir uyarıda bulundu.
Babacan, kredi kartı ve tüketici kredileri, çiftçi ve esnaf borçları, KOBİ’lerin banka kredileri, vergi ve sigorta primi borçları gibi farklı borç kalemlerinde yeniden yapılandırma zamanının geldiğini vurguladı. “Bu borçların yeniden yapılandırılması, hem hanehalkı hem de ekonomi için hayati bir adım” dedi.
Ekonomik açıdan bakıldığında, borçların sürdürülebilir bir şekilde yeniden düzenlenmesi, kredi risklerini azaltarak finansal istikrarı güçlendirecek ve tarımsal üretimin geri dönüşüne katkı sağlayacak.
Babacan’ın bu çağrısı, Türkiye’nin finansal sistem ve tarımsal sektör arasında denge kurmasını, hem borç yükünün hafifletilmesini hem de sulama altyapısının hızla geliştirilmesini hedefliyor.
Bu iki kritik alanın birlikte ele alınması, ülkenin uzun vadeli ekonomik büyümesi ve gıda güvenliği açısından büyük önem taşıyor.