Piyasalarda tansiyon yükselirken tüm gözler ABD Merkez Bankası’nın (FED) bu akşam TSİ 22.00’de açıklayacağı kritik faiz kararına odaklandı. Uzmanlar, en az üçüncü kez 25 baz puanlık bir indirim beklerken, kararın hem kısa vadeli hem de orta vadeli piyasa beklentilerini nasıl şekillendireceği merak konusu.

FED’in bu indirimi onaylaması durumunda, politika faizi 2025 yılına %4,50 seviyesinden başlayıp yıl sonunda %3,75’e gerilemiş olacak. Bu senaryo, kredi maliyetlerini düşürerek ekonomik büyümeyi destekleme amacı taşıyor, ancak enflasyonun kontrol altına alınması konusunda hâlâ belirsizlikler bulunuyor.
FED Başkanı Jerome Powell TSİ 22.30’da yapacağı basın toplantısında vermeyi planladığı mesajlar da yatırımcıların yakından takip ettiği bir diğer faktör. Son günlerde Powell’ın temkinli ve ihtiyatlı bir ton benimseyebileceği spekülasyonları artmış durumda. Analistler, Powell’ın enflasyon hedeflerine ulaşma planları ve güncellenmiş makroekonomik projeksiyonlar hakkında açıklayacağı detayların, özellikle 2026 yılına yönelik tahminlerde olası revizyonları içereceğini öngörüyor.
FED kararının öncesinde değerli metaller piyasada dalgalı bir seyir izledi. Spot altın yüzde 0,1 düşüşle ons başına 4.207 dolara gerilerken, vadeli kontratlar yüzde 0,2 artarak 4.244,70 dolara yükseldi. Gram altın ise 5.760 lira seviyesinden hafif bir düşüşle başladı.
Öte yandan spot gümüş yüzde 0,6 artışla 61,06 dolar/ons seviyesine ulaştı ve seans içinde 61,46 dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Gümüş fiyatları, azalan stoklar ve güçlü endüstriyel talep sayesinde rekor kıran bir ralliyi sürdürüyor.
ABD doları, faiz indirim beklentileriyle hafif bir değer kaybı yaşarken, Amerikan borsaları da karar öncesi dalgalı bir seyir izledi. Yatırımcılar, risk iştahının artıp artmayacağı ve hisse senedi endekslerinin yönü konusunda temkinli bir duruş sergiledi. Özellikle teknoloji ve finans sektörü hisse senetleri, FED kararına göre yön değiştiriyor.
Eğer FED beklendiği gibi bir indirim yapmaz ve faiz oranlarını sabit tutarsa, piyasalarda yüksek volatilite ve risk primi artışı gözlemlenebilir. Bu durumda, altın ve gümüş gibi güvenli liman varlıkların talebi artarken, riskli varlıklara yönelim azalabilir. Diğer yandan, beklenen indirim gerçekleşirse, kredi maliyetlerinde azalma ve ekonomik aktivitenin canlanması beklenerek, hisse senedi piyasalarında pozitif bir ivme yakalanabilir.
Her iki senaryoda da Powell’ın açıklamaları ve güncellenmiş ekonomik projeksiyonlar piyasa dinamiklerini şekillendiren kilit faktörler olmaya devam edecek.