ABD Merkez Bankası (Fed), aralık ayında faiz indirimi ihtimalini güçlendiren ılımlı açıklamalarda bulundu. Bu mesaj, küresel yatırımcıların risk iştahını canlandırdı ve özellikle güvenli liman olarak görülen altının talebini artırdı. Döviz kurundaki hareketlilik, özellikle TL/USD paritesinde dalgalanmalara yol açtı; bugün 42,47 TL seviyesinde seyrediyor. Bu ortam, altının hem uluslararası hem de yerel piyasalarda yeni bir yükseliş trendine girmesine zemin hazırladı.

Dünyaca ünlü finans devi Bank of America (BofA), yeni raporunda altının 2025 boyunca rekor seviyelerde kalmasını sağlayan koşulların 2026’da da sürmesini öngörüyor. Banka stratejistleri, ons altının 5 000 dolar seviyesine ulaşabileceğini, ortalama fiyat beklentisini ise 4 538 dolar olarak belirledi. Analistlerin bu tahmini, Fed’in para politikası, jeopolitik riskler ve enflasyon beklentileri gibi makroekonomik faktörlerin bir kombinasyonu üzerine kurulu.
BofA’nın senaryosunda, ons altının 5 000 dolar seviyesine çıkması ve dolar/TL kurunun mevcut 42,47 TL seviyesinde sabit kalması durumunda gram altının fiyatının ≈6 827 TL seviyesine ulaşabileceği hesaplandı. Bu rakam, şu anki gram altın fiyatının %30‑35 üzerine çıkması anlamına geliyor. Uzmanlar, bu seviyenin yatırımcıların portföy çeşitlendirmesinde altına yönelmesini teşvik edeceğini ve yerel tasarruf sahiplerinin altını bir koruma aracı olarak daha fazla tercih edeceğini belirtiyor.
Altın fiyatlarındaki bu potansiyel sıçrama, risk yönetimi ve zamanlama açısından kritik. Uzmanlar, yüksek volatilite dönemlerinde pozisyonların küçük dilimlerle açılmasını, ayrıca döviz kuru hareketlerini yakından takip etmeyi öneriyor. Ayrıca, altın piyasasındaki likidite koşulları ve global ekonomik belirsizlikler, fiyatların öngörülen seviyelere ulaşmasını hızlandırabileceği gibi beklenmedik geri çekilmeler de yaratabilir. Bu yüzden, yatırımcıların sadece tahmini rakamlara odaklanmayıp, kendi risk toleranslarını ve likidite ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmaları büyük önem taşıyor.