Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “ASELSAN sadece savunma sanayiinin değil, sağlık sanayiinin de gurur kaynağıdır. Milli idealist şirketlerin ürettiği her ürünü alıp geliştireceğiz” şeklinde konuşarak, yerli teknolojinin sağlık hizmetlerine entegrasyonunun stratejik önemine dikkat çekti.


ASELSAN, Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı hastanelerde kullanılmak üzere HealthView ADR‑M100 Mobil Dijital Röntgen Cihazını geliştirdi. Cihaz, %90’ın üzerinde yerlilik oranı, yüksek çözünürlüklü görüntü kalitesi ve taşınabilir yapısıyla medikal görüntüleme alanında ilk yerli ürün olma özelliğini taşıyor. ASELSAN‑USHAŞ (Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş.) arasında imzalanan sözleşme çerçevesinde, toplam **30 adet** cihaz hastanelere teslim edildi. Bu cihazlar, acil servisten yoğun bakım odalarına kadar geniş bir klinik yelpazede kullanılabilecek şekilde tasarlandı.
Konuşmasında, “Türk milleti bir araya gelince yapamayacağı hiçbir şey yoktur” diyerek, bu projenin ulusal bir gurur kaynağı olduğunu vurguladı. Ayrıca, “Havadan havaya füze yapabilen bir millet olduk” ifadesiyle savunma alanındaki başarıların sağlık teknolojisine de yansıdığını belirtti. Memişoğlu, Türkiye’nin dünyada teknoloji anlamında ilkleri yapan bir ülke olduğunu, 1,5 milyonluk sağlık ordusunun bu tür yeniliklerin hayata geçirilmesindeki kritik rolünü anlattı.
Memişoğlu, “Bugün ASELSAN solunum cihazından mobil röntgene, 2026’da klinik çalışmalarına başlayacağımız çok zor bir cihazı da yüzde 90’ın üzerinde yerlilik oranı ile üreteceğiz” diyerek, yerli üretimin yalnızca bir başlangıç olduğunu, önümüzdeki yıllarda kardiyopulmoner destek cihazları, ileri medikal robotik sistemler ve biyoteknoloji ürünlerinin de yerli üretimle hayata geçirileceğini vurguladı. Bu bağlamda, “Özgüvenimizin yerine geldiği bir süreç yaşıyoruz” ifadesiyle milli teknolojiye duyulan güveni pekiştirdi.
Bakan, “Türkiye’de yeni bir şey söyleyecek ya da üretecek olan her sanayici, mühendis, hekim ve sağlık çalışanı, ürününü bize sunar; biz de onu alıp kullanırız” diyerek, devlet‑sanayi işbirliğinin yeni bir modelini tanımladı. Üretilen cihazların sadece Türkiye içinde değil, ihtiyacı olan diğer ülkelere de ihraç edilebileceğini, böylece Türkiye’nin sağlık teknolojileri altyapısının dışarıya da hizmet verebileceğini belirtti.
Memişoğlu, “41 stratejik cihaz tespit ettik, bunları üretecek, 13 aşı geliştirecek, moleküler ve biyoteknolojik ilaçlar üretecek” diyerek, sağlık‑savunma ekosisteminin kapsamlı bir yol haritasını ortaya koydu. Bu çerçevede, yerli medikal cihazların yanı sıra biyoteknoloji ve ilaç üretiminde de milli kapasitenin artırılması hedefleniyor.
Konuşmanın ardından, katılımcılarla birlikte toplu fotoğraf çekimi yapıldı ve program sona erdi. Bu teslimat, Türkiye’nin savunma sanayiindeki başarılarını sağlık alanına da taşıyan önemli bir kilometre taşı olarak kayıtlara geçti.