İncirliova İlçe Jandarma Komutanlığı, teknik takip ve istihbarat çalışmaları sonucunda Bülent Yıldırım (38) adlı bir muhasebecinin, çeşitli sosyal medya platformlarında Atatürk’e yönelik hakaret niteliğinde birden fazla gönderi paylaştığını tespit etti. Jandarma ekipleri, Yıldırım’ın Acarlar Mahallesi’ndeki ikametgahına görüş düzenleyerek 18 Kasım 2025 tarihinde gözaltına aldı.
Gözaltına alınan Yıldırım, jandarma karakolunda yapılan işlemlerin ardından İncirliova Asliye Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Savcılık, Yıldırım’ın hesabının kendisine ait olduğunu ve gönderileri “herkesin görmesi için paylaştığını” beyan ettiğini kaydetti. Ancak savcılık, bu beyanın hukukun üstünlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, Atatürk’e hakaret suçunun ağırlaştırıcı unsurlar taşıdığını belirtti. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen Yıldırım, mahkeme kararıyla iki ay tutuklu yargılandı.
Türkiye Cumhuriyeti Kanunları kapsamında, Atatürk’e hakaret suçunu düzenleyen 5237 sayılı TCK’nin 301. ve 301/2. maddeleri, “Atatürk’ün şeref ve saygınlığına hakaret” suçunu “hapis cezası” ile cezalandırıyor. Yargı mercileri, bu tür davalarda “toplumsal barış” ve “tarihi şahsiyetin korunması” ilkelerini ön planda tutarak, genellikle ağır ceza uygulamaktadır. Uzman hukukçular, bu davanın aynı zamanda ifade özgürlüğü sınırları üzerine de tartışmalara yol açacağını belirtiyor.
Olay, Aydın ve çevresindeki sosyal medya kullanıcıları arasında geniş yankı buldu. Birçok vatandaş, “ulusal değerlere saygı” vurgusuyla Yıldırım’ın tutuklanmasını desteklerken, bazı hukuk savunucuları ise “ifade özgürlüğü” ve “günah çıkarma” tartışmalarını gündeme taşıdı. Yerel basın, Yıldırım’ın tutuklanmasını “ulusal birliğin korunması adına alınan önlem” olarak yorumlarken, ulusal haber siteleri daha geniş bir perspektiften, benzer davaların geçmişteki örneklerine ışık tuttu.

Bu gelişme, Atatürk’e hakaret suçunun hâlâ Türkiye’de ne kadar ciddi bir yasal prosedür gerektirdiğini ve toplumsal hassasiyetlerin ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Hukuk uzmanları, benzer durumların önüne geçmek için sosyal medya platformlarıyla iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor.
Atatürk’e hakaret edenlerin tutuklanması doğru bir karar. Herkesin saygı göstermesi gereken bir kişi.